Hukuk Genel Kurulu 2015/3534 E. , 2016/1001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ordu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.10.2013 gün ve 2013/57 Esas, 2013/260 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 19.03.2015 gün ve 2014/49 E., 2015/1360 K. sayılı ilamı ile,
“…Dava, eser sözleşmesi uyarınca fazladan yapılan imalât bedelinden şimdilik kaydıyla 30.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmış, 23.07.2013 tarihinde harcı ödenmek suretiyle davadaki istem 922.952,36 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili, sözleşme ve eki projelere göre davacının işi yapmayı yükümlendiğini fazla imalât yaptırılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 10.11.2011 tarihli sözleşmeyle 1 adet 1950 m2 betonarme laboratuvar binasının, yüklenici tarafından teklif edilen 2.246.000,00 TL toplam götürü bedelle yapımı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 8. maddesinde ekleri gösterilmiş, Yapım İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname, Sözleşme Tasarısı, Uygulama Projeleri Mahal Listesi, Özel Teknik Şartname, Genel Teknik Şartname, Açıklamalar (varsa), Diğer ekler biçiminde sıralanmıştır. 8.1. madde hükmünde, sözleşme hükümleri ile ihale dokümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki veya farklılık olması halinde, ihale dokümanın da yer alan hükümlerin esas alınacağı belirtilmiştir. İhale dokümanında yer alan idari şartnamenin, ihale konusu işe ilişkin 2. maddesinde, miktarı ve türü başlıklı bölümünde, “1 adet 1950 m “sup” 2 betonarme laboratuvar binası yapım işi” olarak açıklanmış, ihale dokümanının kapsamı kısmında da “uygulama projeleri” de gösterilmiş, ihale dokümanının kapsamında yer alan belgelerden olduğu açıklanmıştır. Davacı ihale komisyonu başkanlığına verdiği 07.09.2011 tarihli teklifinde, ihale dokümanını oluşturan tüm belgelerin tarafından okunduğunu, anlaşılmış ve kabul edilmiş bulunduğunu, ihale dokümanında yer alan tüm düzenlemeleri dikkate alarak teklif verdiğini belirterek KDV hariç 2.246.000,00 TL bedelle anahtar teslimi yapmayı kabul ve taahhüt etmiştir. Davacının istemi üzerine mahallinde yaptırılan tespitte, binanın onaylı projesine uygun olduğu, ancak projede ve fiilen yapılan imalât tutarının 2747,19 m2 olmasına karşı sözleşmeyle ihale belgelerinde 1950 m2 gösterildiği, buna göre de 797 m2 fazla imalât olduğu görüşüne yer verilmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde ise, sözleşmede yer alan işin miktarının 1950 m2 değil, uygulama projesinde ve inşaat mahallinde yapılan ölçümlere göre 2751,35 m2 olduğu, 801,35 m2 fazla imalâtın 2011 yılı birim fiyatlarıyla 989.667,25 TL sözleşme fiyatıyla 922.952,36 TL hesaplanmış, sözleşme fiyatıyla saptanan tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Görülüyor ki ihaleye çıkartılan binanın uygulama projeleriyle sözleşmede gösterilen inşaat alanı arasında fark vardır. Projelerin sözleşmenin imzalanmasından sonra değiştirilmesi, yani inşaat alanının sonradan genişletilmesi söz konusu değildir. Buradaki uyuşmazlık, sözleşmede gösterilen alan (1950 m2) ile projedeki (2751,35 m2) alan arasındaki fark imalât bedeli noktasında toplanmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki uygulama projeleri ihale sırasında incelemeye sunulmuş, davacı da tüm belgeleri okuyup inceleyerek teklifini sunmuştur. İşinin uzmanı sayılan yüklenicinin projelerdeki inşaat alanının miktarını bilmesi gerekir. Ayrıca sözleşmenin hükümleri ile ihale dokümanı arasında çelişki veya farklılık olması durumunda ihale dokümanında yer alan hükümler esas alınacağına göre ihale dokümanı kapsamında yer alan projelerdeki miktara göre imalât yapılacağı, sözleşmede projeden daha az alan gösterilmesini sonuca etkisi olmadığı da açıktır.
O halde tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporuyla bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş …”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2016 günü oybirliği ile karar verildi.