Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1771
Karar No: 2019/2767
Karar Tarihi: 18.03.2019

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1771 Esas 2019/2767 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olan sanık, Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından bozulan kararın ardından yeniden yargılanmış ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 43/2-1 ve 62/1. maddeleri gereğince 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, bozma istemiyle kararın hukuka uygun olmadığını belirterek kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Dosyanın incelenmesi sonucunda kanun yararına bozma talebi reddedilmiş ve kararın kesinleşmemesi nedeniyle kanun maddeleri detaylandırılmamıştır. Kararda geçen kanun maddeleri: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 43/2-1 ve 62/1.
11. Ceza Dairesi         2019/1771 E.  ,  2019/2767 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 01.02.2019 tarihli ve 2018/10356 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 12.02.2019 tarihli ve KYB-2019/13581 sayılı ihbarname ile;
    Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ..."nin mahkumiyetine dair Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 01/11/2013 tarihli ve 2011/329 esas, 2013/688 sayılı kararının Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 06/03/2017 tarihli ve 2017/396 esas, 2017/1604 sayılı kararı ile bozulmasını müteakip, yeniden yapılan yargılama sonucunda sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 204/1, 43/2-1 ve 62/1. maddeleri gereğince 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli ve 2017/175 esas, 2017/641 sayılı kararının "Dosya kapsamına göre;
    1-) Sanık hakkında yeniden yapılan yargılama sırasında Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 06/03/2017 tarihli ve 2017/396 esas, 2017/1604 sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi sanığın aynı suçtan mahkumiyetine karar verilen Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/698 esas, 2013/79 karar sayılı dava dosyasındaki eylemi ile davaya konu eylemin zincirleme biçimde işlenmiş tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının araştırılması için iddianamede sevk maddeleri arasında yer almayan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43. maddesi uyarınca sanığa ek savunma hakkı verilmeden ve bozma ilamına karşı diyecekleri sorulmadan hüküm kurulmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanmasında,
    Kabule göre;
    2-) Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/10/2017 tarihli kararı ile sanığın mahkumiyetine esas resmi belgede sahtecilik suçu açısından 5237 sayılı Kanun’un 204/1. maddesi gereğince belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezasından, aynı Kanun’un 43/2-1. maddesi gereğince 1/4 oranında yapılan artırım işlemi neticesinde, 2 yıl 12 ay 45 gün yerine 7 ay 15 gün hapis cezasına hükmedildiği, eksik ceza tayininin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 06/03/2017 tarihli ve 2017/396 esas, 2017/1604 sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi tayin olunan cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi sonucu belirlenip belirlenmediğinin anlaşılamadığı gibi, mahsup işlemi sonucu belirlenmiş ise de buna ilişkin bir açıklamaya da hükümde yer verilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Kanun yararına bozma, hâkim veya mahkemeler tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelenmesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için kabul edilen olağanüstü bir kanun yoludur.
    5271 sayılı CMK‘nin 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Kanun yararına bozma konusu karar veya hükmün hukuka aykırı olmakla birlikte hukuken geçerli bir karar veya hüküm olması gerekir. Henüz kesinleşmeyen kararlar aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulamaz.
    Bu bilgi ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun 10. maddesi uyarınca “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” ek fıkra hükmüne aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın öncelikle sanığın bilinen en son adresi olan 21.01.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinde bildirdiği “...“ şeklindeki ikamet adresi yada ...“ şeklindeki iş adresinde 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesi uyarınca tebliği gerektiği halde, 17.06.2011 tarihli sorgusunda bildirdiği “...“ adresine tebliğe çıkartılan gerekçeli kararın, muhatabın adresten ayrılması nedeniyle iade edilmesi üzerine, sanığın aynı zamanda MERNİS adresi olan bu adreste 22.11.2017 tarihinde 7201 sayılı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca muhtara tebliği usulsüz olup, talebe konu ilamın usulüne uygun olarak kesinleşmediği ve bu haliyle kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşılmakla, Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 04.10.2017 tarihli 2017/175 Esas ve 2017/641 Karar sayılı ilamı henüz kesinleşmediğinden, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteminin CMK’nin 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi