8. Hukuk Dairesi 2015/16812 E. , 2017/16978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, takip dayanağı ilamın kamulaştırmasız el koymadan kaynaklı tazminat ilamı olduğunu, ilam harç ve vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini, asıl alacak için yasal faize hükmedildiği halde % 19 faiz talep edildiğini, icra vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini belirterek 07.01.2015 tarihli muhtıranın iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl alacak için takip tarihine kadar % 9 yasal faizi hesabı yapılmış, icra harç ve vekalet ücretinin maktu olması gerektiği belirtilerek şikayetin kabulüne, icra emrinde "51.565,93 TL. İşlemiş faiz (yasal) 294.565.93 TL tutarındaki alacağın .........takip tarihinden itibaren asıl alacağı işleyecek (YÜZDE 19 (YASAL) oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi ile tahsili’’ ibarelerinin iptaline, "28.460,95 TL İşlemiş faiz (yasal) 271.460,95 TL tutarındaki alacağın .........takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizin tahsili’’ şeklinde icra emrinin düzeltilmesine, fazla istenen 23.105 TL faizin iptaline, İcra Müdürlüğü’nün 07.01.2015 tarihli işleminin iptaline, gerekçe kısmında açıklanan veriler doğrultusunda dosya hesabı ve icrai işlem tesisine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
1-İcra vekalet ücretine ilişkin şikayetin süresinde olduğu, diğer şikayet nedenleri ilama aykırılık mahiyetinde olup bu konudaki şikayetlerin kamu düzenine ilişkin olması ve süresiz olması nedeniyle süreye ilişkin temyiz itirazları ile sair temyiz itirazlarının tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre reddine,
2-İİK’nun 17. maddesinin 1. fıkrasında ‘‘ Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. ’’ düzenlemesi mevcuttur.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değişik 2942 sayılı Yasa’nın Geçici 6. maddesinin 7. fıkrasında; ""Bu madde kapsamında açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespiti davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir."" Yine 13. fıkrasında da; ""04.11.1983 tarihinden bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazların idare tarafından kamulaştırılması hâlinde kamulaştırma bedeli ve mahkemelerce malikleri lehine hükmedilen tazminatlar için de bu maddenin on birinci fıkrası, bu fıkra kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılan her türlü davalarda ise yedinci fıkra hükümleri uygulanır."" düzenlemeleri mevcuttur.
Ancak 6487 sayılı Yasa"yla değişen, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası, Anayasa Mahkemesi’nin 13/11/2014 tarihli ve 2013/95 Esas 2014/176 Karar sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. İptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa"nın 11. maddesinde, Anayasa"nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa"ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır. Anayasa"nın 11. ve 138. maddeleri, hakime Anayasa"ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay"ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa"ya aykırılığı saptanmış Yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır. Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararını duyurması, iptal edilen Yasa"nın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa"ya aykırı Yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26) İptal hükmünün Resmi Gazete"de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa"ya uygun yeni Yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyecektir.
Somut olayda; 14.05.2013 Karar tarihli takip konusu ilamda; İdarenin kamulaştırmasız elatma eylemi 1983 yılından sonrasına ait olup olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa"ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmamıştır. Böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmelidir.
Şikayete konu 07.01.2015 tarihli dosya hesabının, ilama uygun ve belirtilen esaslar çerçevesinde, denetime elverişli, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hesaplama yaptırılarak, denetlenmesi gerekirken, İİK 17. madde hükmüne aykırı olarak, işlemin iptali ile hesaplama için İcra Müdürlüğüne talimat verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.