11. Hukuk Dairesi 2018/3824 E. , 2019/5553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 29/05/2018 tarih ve 2017/656-2018/643 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Ayfit” ibareli markası bulunduğunu, davalı şirket adına TPMK nezdinde tescilli “Fit” ibareli markanın tescilli olduğu 29, 32. sınıfın tamamı ve 30. sınıftaki malların büyük bir kısmında 5 yılı aşkın süredir kesintisiz olarak kullanılmadığını ileri sürerek, davalıya ait markanın 29 ve 32. sınıfların tamamı, 30. sınıfta “pastacılık, fırıncılık mamulleri, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, gofretler, kekler, hububat ve mamulleri” alt grupları dışında kalan mallar yönünden hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin markayı kullandığını, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamına göre, 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2016/148 Esas ve 2016/189 Karar sayılı kararı ile 556 s. KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verildiği, kararın, kazanılmış hakları etkilememek kaydıyla derdest davalarda dikkate alınması gerekeceği, işbu dava dahil, 556 s. KHK’nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı olarak açılmış ve henüz kesinleşmemiş tüm davaların, yasal açıdan dayanağını kaybettiği gerekçesiyle davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, davalıya ait tescilli markanın, 556 sayılı KHK’nın mülga 14. maddesi çerçevesinde iptali istenmiş, uyulan bozma ilamı neticesinde yasal açıdan dayanağı kalmayan davanın reddine hüküm kurularak, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır.
6100 sayılı HMK 331/1 hükmü ve Dairemizin 10/04/2019 tarih, 2018/861 esas, 2019/2855 karar numaralı kararında da belirtildiği gibi, hukuki dayanaktan yoksun kalan davanın usulden reddi halinde, yargılama giderlerine dava açılış tarihindeki haklılık durumuna göre hükmetmek gerekmektedir. Bu bağlamda dosya kapsamındaki 30/11/2015 tarihli onama ilamı da gözetilerek davacının dava açılış tarihindeki haklılık durumuna göre ve her halükarda davacı vekilinin incelenen temyiz dilekçesindeki itirazı ile sınırlı olarak yargılama giderlerine hükmetmek yerine kül halinde davacı üzerinde bırakılması doğru olmamış kararın anılan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın temyiz eden davacı lehine BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.