Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17026
Karar No: 2019/1633
Karar Tarihi: 11.03.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/17026 Esas 2019/1633 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/17026 E.  ,  2019/1633 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında, .... Köyü çalışma alanında bulunan 3 ve 4 parsel sayılı 17.900,00 ve 22.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 3 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... adına, 4 parsel sayılı taşınmaz ise vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak...ve müşterekleri adına tespit edilmiş ancak taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı oldukları hususunda kadastro tutanaklarına şerh verilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları tarafından ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin önlenmesi davası, davaya konu taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasında...., miras yoluyla gelen hakka dayanarak davaya katılmışlardır. Kadastro Mahkemesinde aktarılan dava dosyası ve kadastro tutanakları birleştirilerek ve usule ilişkin bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının iptali ile davacılar adına paylı olarak tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davacı ve davalı tarafın dayandıkları tapu kayıtlarının kısmen çekişmeli taşınmazlara uydukları, ancak davalı tapusunun hukuki değerini kaybettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun olmadığı gibi, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama da hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 13/B-c maddesi gereğince bir tapunun hukuki değerini kaybettiğinden söz edilebilmesi için, öncelikle dayanılan tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsaması, tapu malikinin kim olduğunun belli olmaması ya da yirmi yıl önce gaipliğine karar verilmesi, taşınmaz üzerinde tapu kayıt maliki ya da mirasçıları dışında üçüncü bir kişinin yirmi yılı aşkın süredir devam eden nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunması gerekir. Somut olayda, keşifler sırasında dinlenen tanık ve bilirkişilerin beyanlarına göre, çekişmeli taşınmazların davalı tarafın zilyetliği altında bulunduğu anlaşılmakta olup, davalı tapusunun 3402 sayılı Yasa’nın 13/B-c maddesi uyarınca hukuki değerini kaybettiğinden söz edilemez. Öte yandan, davacı ve davalı tarafın tutundukları tapu kayıtlarının mevkileri, sınırları ve miktarları birbirlerinden farklı olmasına rağmen, her iki tapu kaydının da aynı yere ilişkin olduğunun kabul edilmesi hatalı ve çelişkilidir. Diğer taraftan, davacının tutunduğu 27.03.1953 tarih ve 151 sayılı tapu kaydı 3 dönüm, davalının tutunduğu Mayıs 1284 Daimi ve 8 sayılı tapu kaydı ise 15 dönüm yüzölçüme sahip olup, çekişmeli taşınmazların kadastro sırasında belirlenen toplam yüzölçümlerinin 40.700,00 metrekare olmasına ve davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının “hark”, davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının ise “hark ve cebel” gibi gayrisabit hudutlar içermesine rağmen, söz konusu tapu kayıtlarına miktarlarıyla geçerli olarak kapsam tayin edilmesi gerekirken sınırlarına göre kapsam tayin edilmesi de isabetsizdir. Ayrıca, çekişmeli taşınmazların kuzeyinde yer alan 178 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş olup, tespite esas tapu kayıtlarının toprak tevzi çalışması sonucu oluşmalarına ve bu tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazların bulunduğu güney yönünü mera olarak okumalarına rağmen mahkemece toprak tevzi çalışmaları sırasında çekişmeli taşınmazlarla ilgili ne gibi bir işlem yapıldığı araştırılmamış, varsa toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanakları ve tablendikatif cetvelleri getirtilmemiş, toprak tevzi haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak çekişmeli taşınmazların hangi tevzi parsellerinin kapsamında kaldıkları ve bu tevzi parsellerinin tapuya bağlanıp bağlanmadıkları belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazlar hakkında yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
    Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede 4753 ve 5618 sayılı Yasalar uyarınca yapılmış tevzi çalışması bulunup bulunmadığı araştırılarak, varsa bu çalışmalara ilişkin toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanakları ve dağıtım cetvelleri ile belirtmelik tutanaklarında uygulanan kayıtlar ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilmeli, aktarılan davanın açıldığı tarihten ve varsa toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait farklı tarihlerde çekilmiş en az üç adet yüksek çözünürlüklü stereoskopik hava fotoğrafı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ilgili kurumlardan getirtilerek dosyasına konulmalı, çekişmeli taşınmazlara komşu tüm parsellerin (güneydeki yolun diğer tarafında kalan parseller de dahil olmak üzere) kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, davalı olanlar bulunmakta ise dava dosyaları getirtilmeli, çekişmeli taşınmazlarla ilgili olarak yargılama sırasında yapılan herhangi bir toplulaştırma veya uygulama kadastrosu çalışması bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bunlarla ilgili tüm tutanak ve kayıtlar temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü, sağ olmaları halinde belirtmelik bilirkişileri ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
    Yapılacak keşifte, öncelikle tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamları 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/son maddesi uyarınca varsa haritasına göre belirlenmeli, tapu kayıtlarının haritalarının bulunmaması veya uygulanma kabiliyetlerinin olmaması halinde tapu kayıtlarında yazılı sınırların tespit edilmesine çalışılmalı, tapu kayıtlarında yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek okunarak bu sınırların zemin üzerinde gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde tek tek işaretlenmeli, ayrıca

    varsa toprak tevzi haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların her iki harita üzerindeki konumları ve hangi tevzi parsellerinin kapsamında kaldıkları tespit edilmeli, belirlenen toprak tevzi parsellerinin tapuya tescil edilip edilmedikleri araştırılarak tapuya tescil edilmişlerse tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte dosya arasına getirtilmeli, tapu kayıtlarının revizyon görmüş olmaları halinde revizyon gördükleri parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları temin edilmeli, belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar da zemine uygulanarak aynı yöntemle kapsamları belirlenmelidir.
    Ayrıca, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerinin ne olduğu, kimden kime kaldıkları, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldıkları, mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadıkları, meradan açılıp açılmadıkları, mera alanları ile tarafların kullandıkları kısımlar arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, taşınmazların güney sınırlarında yer alan yolun hangi tarihte açıldığı ve sabit olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişilerinin beyanlarına başvurulmalı, ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki tarımsal niteliklerini bildiren, kamu orta malı mera vasfı taşıyıp taşımadıklarını, meradan açılıp açılmadıklarını, meranın devamı niteliğinde olup olmadıklarını, mera ile tarafların zilyetliği atında bulunan bölümler arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığını açıklayan, zilyetliğin sürdürülüş şeklini ve süresini bilimsel verilerle ortaya koyan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini irdeleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını değerlendiren ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişmeli taşınmazların, fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki nitelikleri, tarım arazisi olarak kullanılıp kullanılmadıkları, mera vasfı taşıyıp taşımadıkları, tarafların kullanımındaki bölümler ile mera alanları arasında doğal ya da yapay ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, memleket haritaları ile uydu fotoğrafları yapılacak inceleme sırasında dikkate alınmalı, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden ve komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosyaya konulmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ve uygulanan tüm kayıtların kapsadıkları alanları gösterir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadıkları duraksamasız şekilde saptanmalı, yapılacak inceleme sırasında tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının hukuki değerlerini korudukları ve gayrisabit hudutlu olmaları sebebiyle de miktarlarıyla geçerli olacakları göz önünde tutulmalı, aynı yere ilişkin hukuki değerini koruyan birden fazla tapu kaydının bulunması halinde önceki tarihli tapu kaydına değer verileceği unutulmamalı, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının hark sınırının ortak diğer iki sınırının farklı olması ve davacı tapusunun sınır olarak davalı tapusunu okuması nedeniyle bu tapu kayıtlarının aynı taşınmaz içerisinde farklı bölümlere ait olabileceği göz önünde tutulmalı, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının kapsamı dahilinde kalan kısımlar yönünden tüm tapu malikleri adına payları oranında, tapu malikleri arasında taksim ya da pay devri gibi bir durum bulunması halinde ise bunların sonucuna göre tescil kararı verilmeli, çekişmeli taşınmazların kısmen veya tamamen tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalmaları halinde ise bu kısımlar yönünden toprak tevzi çalışmalarındaki duruma ve yukarıda belirtilen şekilde yapılacak mera araştırmasının sonucuna göre değerlendirme yapılmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu hususlar göz önüne alınmaksızın eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, çekişmeli 4 parsel sayılı taşınmazın tespit maliklerinden Dede kızı Ayşe’nin kim olduğu, sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının kimler olduğu araştırılıp yöntemince taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi de isabetsiz olup, davalıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi