Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2829
Karar No: 2020/6395
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2829 Esas 2020/6395 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2829 E.  ,  2020/6395 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TENKİS


    Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.12.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR-
    Dava, tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanları ..."in, ... 2. Noterliğinde düzenlenen 28/07/1994 tarih ve 45556 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile ölümü halinde geride bırakacağı gayrimenkulleri, gayrimenkullerdeki hak ve hisseleri ile her türlü mal varlığını, bankalarda bulunan paralarının tamamının oğlu davalı ..."e verilmesini vasiyet ettiğini, vasiyetname ile murisin geriye kalan mirasçıları olan dava dışı eşi ... ile kendilerinin saklı paylarının ihlal edildiğini, murisin son yıllarında çevresine bu vasiyetnameden dönmek istediğini, pişman olduğunu, kız çocuklarının miras haklarını tam vermek istediğini, notere gidip vasiyetini değiştireceğini beyan ettiğini ileri sürerek öncelikle, murisin hoşnut olmadığı vasiyetten döndüğünün kabulü ve terekeden kaçırılan mal ve paranın terekeye iadesinin sağlanarak yasal paylaşıma hükmedilmesini, aksi halde, terditli olarak mirasta tenkis hükümleri uygulanarak terekenin gerçek büyüklüğünün belirlenmesini, murisin sağlığında satılarak parası davalı ..."e verilen ... Cad. ... sok. ... apt. No: ... daki 12 ve 16 nolu daireler, ... Cad. ... sok. No:... / ... adresindeki 1 adet dükkan, ... Sok. ... apt. No:22 deki dükkan, ... .../... adresinde bulunan ve yaklaşık 250.000 TL bedelle satılan bir dairenin ve aynı yerdeki 1.500.000.000 TL lik halen davalıya ait olan müstakil evin terekeye ve tenkis hesabına dahil edilerek bu şekilde tenkis hükümlerinin uygulanmasını istemişlerdir. Davalı, murisin vasiyetnameden dönme iradesinin bulunduğu iddiasının asılsız olduğunu, murisin hiçbir zaman evlatları arasında ayrım yapmadığını, kendisinin her zaman anne ve babasının yanında olduğunu, maddi manevi destek sağladığını bu nedenlerle bir minnet ifadesi olarak dava konusu vasiyetnamenin düzenlendiğini, murisin terekesinin ... Mah. ... sok. No:...adresindeki gayrimenkul ile, İşbankası ... şubesindeki nakit para olduğunu, başkaca terekeye tabi mal bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraf vekillerinin 08.11.2016 tarihli duruşmadaki beyanları kapsamına göre tenkis alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne, 17.812.53’er TL nin, tercih hakkının kullanıldığı 08.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, terditli fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 26.12.2017 tarihli ilamı ile, murisin davaya konu vasiyetname ile tüm malvarlığını davalı oğluna bırakarak mirasçı olan davacı kızlarının saklı paylarını ihlal ettiği, tercih tarihine göre, davacı ... için ihlal edilen saklı payın karşılığının 89.375,13-TL, davacı ... için 89.375,13-TL olduğu anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince 17.812,53" er TL"ye hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile bu yöne ilişkin olarak davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1941 doğumlu mirasbırakan ...’in 25.12.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ve ..., davalı oğlu ..., dava dışı eşi ...’nin kaldıkları, ... 2.Noterliğinin 28.07.1994 tarih ve ...yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile murisin, sahibi olduğu veya olacağı tüm taşınmazlarını, her türlü taşınır mallarını, bankalardaki paralarının tamamını davalı oğlu ...’a vasiyet ettiği, yine murisin adına kayıtlı dava konusu 438 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli 12 ve 16 nolu bağımsız bölümlerini 02.03.2006 tarihinde dava dışı ...’a temlik ettiği, bu taşınmazların daha sonra çeşitli tarihlerde dava dışı başka şahıslara devredildiği, mirasbırakanın adına kayıtlı 935 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki büro vasıflı 37 nolu bağımsız bölümünü 18.04.1995 tarihli satış işlemi ile dava dışı ... ve ... isimli şahıslara devrettiği, bu devir işleminde muris adına vekaleten davalı ...’ın satış işlemini gerçekleştirdiği, yine murisin ...’daki 17150 sayfa numaralı taşınmazının, 2.9.1994 tarihli nakille 16.12.1994 tarihinde davalı adına kaydedildiği, ayrıca dava dilekçesinde davaya konu edilen 3171 ada 24 parsel sayılı taşınmazdaki işyeri niteliğindeki 2 nolu bağımsız bölümün murisin eşi dava dışı ... adına kayıtlı iken 01.01.2011 tarihinde satış yolu ile dava dışı ...’a devredildiği, bu şahıs tarafından da 11.07.2002 tarihinde dava dışı ...’a temlik edildiği, dava dışı üçüncü kişilere satılan taşınmazlarının bedelinin muris tarafından davalıya verildiği iddiası ile eldeki davanın açıldığı, öte yandan mirasbırakanın halen adına kayıtlı dava dışı taşınmazlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmayacağından davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince, muris tarafından düzenlettirilen vasiyetnamenin iptal edilmeyip halen ayakta olduğu ve bu vasiyetname ile tüm malvalığını davalıya bıraktığı hususları da gözetildiğinde ...’da yer alan 17150 sayfa numarasında kayıtlı taşınmazın da saklı pay kurallarını ihlal kastıyla davalı ...’a devredildiği konusunda kuşku bulunmamaktadır. Öte yandan, gerek ilk derece mahkemesince, gerekse de bölge adliye mahkemesince tenkis hesabına ilişkin olarak alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı da bulunmamaktadır. Şöyle ki; ...’daki muris adına kayıtlı olup da davalıya devredilen taşınmazın hesaplamaya dahil edilmediği gibi tercih hakkının kullanıldığı tarih itibariyle dava konusu taşınmazların değerlerinin de tespit edilmediği görülmektedir.Hal böyle olunca; tenkis hesabına ...’da bulunan ve muris tarafından davalıya devredilen 17150 sayfa numaralı taşınmazın da dahil edilmesi, diğer yandan -miktar açısından usuli kazanılmış hak kuralları da gözetilmek suretiyle- karar tarihine en yakın tarihteki bedeller belirlenmek suretiyle davacıların saklı paylarının tespit edilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 3.050.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi