
Esas No: 2019/3898
Karar No: 2021/3549
Karar Tarihi: 23.06.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3898 Esas 2021/3549 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, vekaletname ve tanık anlatımları ile davalıların inançlı işlem savunmasının ispatlandığının kabulünün gerektiği, bu gerekçe ile ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.02.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil gelmedi, temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı .... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."nin tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, uzun yıllardır Amerika’da yaşadığını, Türkiye’deki işlerinin takibi için annesi olan davalı ...’yi vekil tayin ettiğini, maliki olduğu 2632 ada 45 parsel sayılı taşınmazın vekil tarafından başta muvazaalı olarak 3. kişi olan dava dışı ...’ya satış suretiyle temlik edildiğini, daha sonra vekilin taşınmazı kendi adına tescil ettirip ölünceye kadar bakma akdi ile kızı olan diğer davalı ...’e devrettiğini, kendisinden gizlenen temliklerden Türkiye’ye gelince haberdar olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullandığını, davalı ...’in kötüniyetli olup diğer davalı ... ile el ve iş birliği içerisinde hareket ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
Davalılar, taşınmazın gerçekte davalı ... tarafından satın alındığını ancak 3. kişiden temlik alındığı tarihte .... adına tescil edilemediğinden ...’ye verilmek üzere davacı adına tescil edildiğini, daha sonra davacı tarafından verilen genel vekaletname kullanılarak taşınmazın asıl hak sahibi ...’ye intikal ettirildiğini, aralarında yapılan ölünceye kadar bakma akdinde muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, başta taşınmazın gerçek hak sahibi olan davalı ...’nin TMK"nın 712. maddesi gereğince iyiniyetli olduğu, davacının ise kötüniyetli hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, vekaletname ve tanık anlatımları ile davalıların inançlı işlem savunmasının ispatlandığının kabulünün gerektiği, bu gerekçe ile ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, geri çevirme ile getirtilen kayıtlardan, davacı ...’nin çekişme konusu 2632 ada 45 parseldeki 6 nolu meskeni 02.09.1987 tarihinde dava dışı 3. kişiden 10 milyon TL bedelle edindiği, Kartal 4. Noterliğinin 09.05.1989 tarihli genel yetkiler içerir vekaletnamesi ile annesi olan davalı ...’yi vekil tayin ettiği, vekilin davacıya ait taşınmazı 18.10.1993 tarihinde 50 milyon TL bedelle dava dışı .....’ya satış suretiyle temlik ettiği, Hülya’nın da 20.10.1993 tarihinde 50 milyon TL bedelle davalı vekil ...’ye devrettiği, ...’nin de 19.10.2009 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kızı olan diğer davalı ...’e temlik ettiği, ... ile davacının ana bir baba ayrı kardeş oldukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, HMK"nın 55.maddesi gereğince; taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunda belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Mirasçılardan bazısı duruşmaya gelmezse, gelen mirasçıya, gelmeyen mirasçıların olurlarının alınması ya da TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması için süre verilir. Temsilci atanırsa temsilci huzuru ile davaya devam edilir.
Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re"sen gözetilmesi gereklidir.
Somut olayda, davalı ...’nin yargılama sırasında, 26.06.2018 tarihinde, evli ve çocuklu olarak öldüğü nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; yargılama sırasında ölen davalı ...’nin veraset ilamının temini ile mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin değinilen yön itibarıyla yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.