Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3447
Karar No: 2020/6394
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3447 Esas 2020/6394 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3447 E.  ,  2020/6394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı tarafça belediyelerine 29/01/2015 tarih ve 4724 başvuru numarası ile yapılmış olan başvuruda 1916 ada 360 parsel sayılı taşınmazın imarının kendisine verilmesini, taşınmaza belediyelerince kamulaştırmasız el atılmış olduğunu ve fiilen kullanıma elverişsiz çok küçük bir alanın kaldığını ve kalan kısmın da tek başına bir işe yaramadığından ötürü 292 m2 lik taşınmazın bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, belediye emlak istimlak müdürlüğünce yapılan araştırma neticesinde davalının talebinin karşılanmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini, 1916 ada 360 parsel sayılı taşınmazın önceki maliki olarak ... tarafından 17/02/1998 tarihinde, ... 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/100 E sayılı dosyası ile belediyeleri aleyhine açılan kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası sonucunda mahkemece 2000/235 K sayılı kararı ile "davalı belediyenin 1995 yılı içerisinde davacıya ait taşınmazda yol geçirmek sureti ile taşınmazın büyük bir kısmına kamulaştırma yapılmaksızın el attığı hususu iddia, keşif zaptı, bilirkişilerin raporları ve tanık beyanları ile açıkça sabit olduğundan bu nedenle açılan davanın kabulüne dava tarihinden itibaren 5.840.000.000 TL nin yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve yine davacı tarafça yol geçirmek sureti ile davacıya ait taşınmazın büyük bir kısmına el koyulduğundan taşınmazda el konulan 173 m2 yerin yola terkinine, dava konusu taşınmazın yol dışında kalan 119 m2 kısmının da belediye adına tesciline karar verildiğini ve iş bu kararın kesinleştiğini, bahse konu mahkeme kararı doğrultusunda belediye Mali Hizmetler Müdürlüğü"nce davaya konu taşınmaza ilişkin 19/11/2003 tarihinde davacı eski malik ... adına 16.383.865.000 TL ödeme yapıldığını ve eski malikin başkaca bir alacağının kalmadığını, davalı ..."ın belediyeye yapmış olduğu başvuru neticesinde yapılan inceleme sonucunda, belediyeleri aleyhine açılan davanın sonuçlandığının, bedelinin ödendiğinin, ancak tapudan terkin işleminin yapılmadığının, ilgilinin dilekçesi ile de mahkeme kararı gereği terkin olunması gereken yerin uzlaşmaya konu edildiğinin görüldüğünü ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazın 292 m2 olarak dava dışı ... adına kayıtlı iken 2005 yılında ..."nın borcundan dolayı taşınmazın icradan açık arttırma ile dava dışı üçüncü kişi ... tarafından satın alındığını, daha sonra 12/10/2012 tarihinde kendisinin satın aldığını, taşınmazı ediniminde iyininiyetli kişi konumunda olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu parselin 173 m2"lik kısmının yol olarak kullanıldığı ve kamulaştırmasız el atma sebebi ile dava açıldığı, dava sonucunda mahkemenin söz konusu yerin yola terkinine karar verdiği ihtilafsız olmakla, bu durumun imar planına uygun olduğu, bunun sonucunda kamulaştırmasız el atılan yerin imar planında yol olarak görüldüğü, imar planlarının tapu siciline dahil olması neticesinde, davalının tapu siciline güven ilkesinden yararlanamayacağı kabul edilerek (taşınmazın tamamına ilişkin talep göz önüne alınarak) ve 3402 sayılı kanunun 16. Maddesi hükmü de göz önüne alınarak, davanın kısmen kabülü ile, dava konusu taşınmazın 173 m2 lik kısma ilişkin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın yol olarak terkinine, diğer yandan dava konusu parselin yol olarak el atılan, 173m2 lik kısmından sonra arta kalan kısım içinde, değer azalışı %100 olarak kabul edilerek bu kısmında belediye adına tesciline, yol olarak kullanılan kısım dışındaki talebin reddine karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 29.12.2017 tarihli ilamı ile, davalının ediniminde iyiniyetli olmadığı ve TMK"nın 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gerekçesi ile, davanın kabul edilen bölümü yönünden davalının istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalı ..."ın istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması esas yönünden hukuka aykırı olduğundan, davacı ... vekilinin davanın reddedilen bölümü yönünden istinaf sebepleri yerinde olduğundan davacı Belediyenin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 01.12.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    KARAR-
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava konusu taşınmazın büyük bölümünün fiilen yol olarak kullanıldığı, kalan kısmın yol artığı niteliğinde bulunduğu, davalının basit bir araştırma ile bu durumu öğrenebileceği, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen davalının TMK 3.maddesine göre iyiniyet iddiasının bulunamayacağı ve yine TMK 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 22.439.76. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY -
    Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı olarak üçüncü kişi aleyhine açılmış tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı ..., kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan dava sonunda, taşınmazın bir kısmı yönünden terkin, bir kısmı yönünden adına tescil kararı verilmesi rağmen, bu hükmün tapuda infaz edilmemesi nedeniyle taşınmazın önceki maliki tarafından dava dışı ..."ya, ondan da davalı ..."a satıldığını, tescilin yolsuz olduğunu, davalının da ediniminde iyi niyetli olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, ilk derece mahkemesince, yol olan kısımlar için davanın kabulüne, kamulaştırmasız el atılan kısımın dışında kalan yerler için davanın reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın tüm kısımlar yönünden kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine sayın çoğunluk tarafından hükmün onanmasına karar verilmiştir.Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. “ hükmü düzenlenmiştir.
    Dava konusu taşınmazın ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/100 Esas, 2000/235 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedeli karşılığında bir kısmının davacı ... adına tesciline, bir kısmının ise yol olarak terkinine karar verildiğine göre, TMK’nun 705. maddesi hükmü gereğince tapu kütüğüne tescil olmaksızın taşınmazın bir kısmının davacının mülkiyetine geçtiği ve yol olan kısmın terkinin de aynı kapsamda olduğu, bu durumda, anılan davanın tarafı önceki malik ... adına olan tescilin yolsuz hale geldiği konusunda tereddüt bulunmamakta olup, sayın çoğunluk ile bu konuda görüş aykırılığımız bulunmamaktadır. Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, kayıt malikinin borcundan dolayı cebri icra sonucu ihaleden satın alan ikinci el konumundaki dava dışı ... ile ondan satın alan üçüncü kişi konumundaki davalının iyi niyetli olup olmadıkları, bir başka ifade ile TMK 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacaklarına ilişkindir.Hemen belirtilmelidir ki, tapu sicili alenidir ve sicile güven esastır. Davacı ... mahkeme hükmünü uzun süre infaz ettirmemiş, davalının yazılı başvurusu üzerine yaptığı araştırma ile durumdan haberdar olmuştur. Dava niteliği itibariyle taraflarca getirilme ilkesine tabidir. Bu nedenle HMK’nın 190. mad. ve TMK’nın 6. mad. gereğince ispat yükü davacıdadır. Hemen belirtmek gerekir ki, dava dışı ikinci el ...’nın iyiniyetli olarak temlik almadığı ispat edilmeden üçüncü el konumundaki davalı yönünden iddianın incelenmesine imkan yoktur. Dosya içeriğinden, davacı tarafça dava dışı ikinci el ... ve davalının kötü niyetli olduğu yönünde hiç bir delil getirilmemiştir. Taşınmazın bir kısmının halen yol olması tek başına iyiniyetli edinilmediğini göstermeyeceği gibi, mahkemenin kabul şekline göre davalının avukat olması da durumu bilebilecek kişilerden olduğunu göstermez. Davalının satın aldığı taşınmazın kullanım şeklini araştırma yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Günümüzde, satış için dahi taşınmazın bulunduğu yer tapu müdürlüğüne gitmeye gerek olmayıp, bulundukları yer tapu müdürlüğünde satış işlemi gerçekleştirebilmektedir. Tapu kaydında kısıtlayıcı ya da mülkiyet ihtilafına işaret eden açıklayıcı bir şerhte yoktur. Bu anlamda, 14.02.1951 tarihli 17/1 sayılı İBK kapsamında kötüniyetli edinildiği de kabul edilemez.Bu halde, davanın tümden reddi gerekirken, ilk derece mahkemesinin kısmi kabul kararını ortadan kaldırarak davanın tamamen kabulüne ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının bozulması kanaatinde olduğumuzdan, onanmaya ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi