
Esas No: 2021/4199
Karar No: 2022/2386
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/4199 Esas 2022/2386 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir alacak davasında, davacı kooperatif ile davalı-karşı davacı arasında yapılan sözleşmede belirlenen sürede teslim yapılmadığı için cezai şart talep edilmiş, karşı dava ise sözleşme dışı işler ve KDV bedeli için alacak talep edilmiştir. İlk hükümde asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ikinci hükümde ise yapılan ödemeler düşüldükten sonra karşı dava yönünden tespit edilen alacağın gecikme faizi ile davalı-karşı davacıdan tahsili hüküm altına alınmıştır. Davacı-karşı davalı vekili ise yazılı şekilde nispi vekalet ücreti ödenmemesi nedeniyle temyiz başvurusunda bulunmuştur. Kararda belirtilen kanun maddeleri ise; 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Tebliği'nin 13. maddesi ve TBK'nın 100. maddesidir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı, davalı ile arasında 21.09.2006 tarihinde davacı kooperatif arazisi üzerine mevcut projeye göre yüzme havuzu ve müştemilatlarının yapımı konusunda yapılan sözleşmeye istinaden belirlenen sürede kesin teslimin yapılmamış olması sebebi ile sözleşmede belirlenen ve bilirkişi eliyle hesaplanacak cezai şartın tahsilini talep etmiştir.
Karşı davada, davalı-karşı davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 21.09.2006 tarihli sözleşme ile davacı-karşı davalı iş sahibinin arazisi üzerinde davalı-karşı davacı yüklenici tarafından yüzme havuzu ve eklentilerinin yapımı konusunda anlaşılmış olduğunu, yine taraflar arasında akdedilen 05.10.2006 tarihli ek sözleşmede de, aynı havuz imalatında zemin iyileştirme işlerinin yüklenici tarafından yapımı kararlaştırılmış olduğunu, bunun dışında sözleşme ve projede olmayan havuz çevresinin genişletilmesi işlerini yaptığını, sözleşme kapsamında yapılan işlerden ödenmeyen KDV bedeli olarak 6.000,00 TL’nin, sözleşme dışında yapılan işler için ise 4.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş, karşı davacı 20.06.2013 havale tarihli dilekçesi ile talebini 40.687,20 TL KDV alacağı ve 4.000,00 TL sözleşme dışı iş bedeli olmak üzere toplamda 44.620,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın 40.687,20 TL üzerinden kısmen kabulüne dair verilen ilk hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 2014/7346 Esas, 2015/399 Karar sayılı 26.01.2015 tarihli kararıyla tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile hesaplanacak bedele KDV eklenmemesi ve faiz türü ile başlangıç tarihinin yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Asıl davanın reddine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile asıl davanın reddi kararı kesinleşmiştir.
Bozmaya uyan yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında, ilk hükmün icraya konması neticesinde karşı davalı iş sahibince icra takip dosyasına ödeme yapılmış olduğu gerekçesi ile konusuz kalan karşı davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl dava da ilk bozma ilamı ile kesinleştiğinden asıl dava bakımından da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yerel mahkemece verilen ikinci karar, davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece verilen ikinci hüküm, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2019/3187 Esas, 2020/1798 Karar sayılı 23.06.2020 tarihli kararı ile karşı davada hükmüne uyulan bozma ilamında gösterilen faize ilişkin kurallar da gözetilerek tahsil kararı verilmesi ve hüküm fıkrasında ilk karardan sonra ilamın icraya konulması üzerine icra dosyasına yapılan ödemelerin tarih ve miktarı belirtilerek TBK’nın 100. maddesi gereğince icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına şeklinde hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan yerel mahkemece, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda karşı dava yönünden yapılan ödemeler düşüldükten sonra bilirkişi raporu ile tespit edilen 38.706,09 TL alacağın iş sahibinin temerrüde düşürüldüğü 07.04.2011 tarihinden itibaren taraflarca kararlaştırılan % 5 gecikme faizi ile birlikte davacıdan-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, yapılan ödemelerin tarih ve miktarı belirtilerek TBK’nın 100. maddesi gereğince icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararı, davacı-karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava geç teslim nedeniyle cezai şart alacağının, karşı dava ise bakiye iş bedeli ile sözleşme dışı ilave işler bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Tebliği’nin 13. maddesine göre; (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7'nci maddenin ikinci fıkrası, 9'uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10'uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12'nci maddenin birinci fıkrası, 16'ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
Yukarıda yer verilen açıklamalar karşısında somut olay değerlendirildiğinde; Yerel mahkemece davanın 38.706,09 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kabul edilen kısım bakımından davalı-karşı davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş iken reddedilen 5.913,91 TL’lik kısım bakımından davacı-karşı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı-karşı davalı yararına nispi vekâlet ücreti tayin edilmesi gerekirse de, AAÜT Tebliği'nin 13/1 maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti, maktu vekalet ücreti olan 4.080,00 TL'nin altında kaldığından, yargılamada vekille temsil olunan davacı-karşı davalı lehine 4.080,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
Kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile mülga 1086 HUMK'nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının 2. bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davacı-karşı davalının temyiz itirazlarının 2. bent kapsamında açıklanan nedenlerle kabulü ile, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasına 6. bent olarak ‘’ 6- Karşı davada reddedilen kısım bakımından davacı-karşı davalı yararına yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,‘’ cümlesinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 25.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.