23. Hukuk Dairesi 2016/9171 E. , 2020/858 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, asıl davada davalı DHMÎ Genel Müdürlüğü ile müvekkili şirket arasında 2010-2012 yılları arasında değişik tarihlerde hizmet alım sözleşmeleri imzalandığını, müvekili şirket tarafından DHMİ Genel Müdürlüğünün talimatları doğrultusunda akdedilen sözleşmelerin başlangıç tarihinden itibaren sözleşmeye uygun olarak asgari ücrette meydana gelen değişikliklerin, tüm personellerin ücretlerine yansıtıldığını, buna göre düzenlenen faturaların DHMİ Genel Müdürlüğü’nün ilgili birimine gönderildiğini ancak DHMİ Daire Başkanlığının 10.02.2012 tarihli ve B.11.2.00-934.02.9878 sayılı yazısıyla bu yansıma sebebiyle DHMİ"nin yüklenicilere fazla ödeme yapmış olabileceği, değerlendirilen tutarın geri alınması için işlem başlatıldığının bildirildiğini ve Mart 2012 tarihinden itibaren fazla ödendiği iddia edilen meblağın taksitlendirilerek sözleşme bitimine kadar hak edişlerinden kesildiğini, hak edişlerinde idarece yapılan 86.478,51 TL lik kesintinin iade edilmemesi üzerine Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2012/9198 esas sayılı dosyasında başlattıkları takibe yapılan itirazın da yerinde olmadığını ileri sürerek davalının itirazının iptalini ve takip konusu alacağın %20"sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, mevzuata göre fiyat farkı hesaplamasında, çalıştırılan personele asgari ücretin üzerinde ücret ödenmesi öngörülen hizmet alım ihalelerinde sadece eski ve yeni asgari ücret farkı ve bu farktan kaynaklanan İşveren payının (İşveren Sigorta Pirimi+Sigorta Risk Prim Oranı + İşveren İşsizlik Primi) dikkate alınması gerektiğini, ancak davacı firmanın asgari ücret fiyat farkına ilişkin faturalarının incelenmesinde, firmaların asgari ücret fiyat farkını tek bir ücret olarak değil, kat veya katlarına tekabül eden farklar olarak hesapladığı (iki kat-üç kat), yani asgari ücretin üç katı maaş ödendiği, mühendis için asgari ücret artışını da üç kat hesaplayarak Fiyat Farkı adı altında Kuruma fatura ettiğini ve bu fiyat farkına eklenmemesi gereken %3 oranındaki sözleşme giderinin de faturalara yansıtılarak kurumlarından tahsil edildiğini, bu nedenlerle fazladan fatura ettikleri bedelin hesap edilerek hak edişlerinde kesinti yapılmasının sözleşme ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/518 E. sayılı dosyasında;
Davacı vekili, asıl davaya konu olan sözleşmeler nedeniyle davalı kurumun aynı gerekçelerle davacının hak edişlerinde (Nisan – Mayıs 2012 dönemine ilişkin olarak) yaptığı toplam 184.475,36 TL"lik kesintinin, sözleşme ve ilgili mevzuata aykırı olduğundan bahisle iadesinin istendiğini, iade edilmeyince tahsili amacıyla Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2012/9612 esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, yargılamaya katılmamıştır.
Birleşen Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/108 E. sayılı dosyasında;
Davacı vekili, yine asıl davada dava konusu yaptığı aynı hizmet alım sözleşmeleri nedeniyle ve aynı gerekçelerle 2012 yılı başından itibaren hakedişlerden davalı tarafından yapılan toplam 964.368,00 TL miktarındaki kesintilerin aynı gerekçelerle haksız olduğunu ileri sürerek bu miktarın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsilini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle aynı sözleşme ve aynı hakedişlere ilişkin olarak Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/705 esas sayılı dosyasında aynı konuda dava açıldığı ve derdest olduğunu veyapılan kesintilerin mevzuata ve kanuna uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının asgari ücretin artması halinde sözleşme ve ekli yasal düzenlemeler gereği davalı kurumun ödeyeceği fiyat farklarını, asgari ücretteki artış miktarı ve bu miktardan kaynaklanan işveren payı kadar hesaplaması gerektiği halde, buna uygun olmayacak şekilde hesap ederek hak edişleri hazırladığı ve davalıya fatura ettiği, davalı kurumun da ödediği bu miktarları davacının daha sonraki hak edişlerinden keserek geri aldığı, davalının bu işleminde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.