Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/9327 Esas 2017/3146 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9327
Karar No: 2017/3146
Karar Tarihi: 19.04.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/9327 Esas 2017/3146 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, takip konusu senette yer alan imzanın davacı borçluya ait olup olmadığıdır. Davacı, imzanın kendisine ait olmadığını ve müvekkilinin okuma-yazma bilmediğini iddia ederek, senet sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda imzanın davacı eli ürünü olup olmadığı tespit edilemediğinden, ispat yükünün davalıya geçtiği sonucuna vararak davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tatbik imza olarak keşide tarihinden önceki imzaların bulunmadığı belirlenmiş olmasına rağmen rapor hükme yeterli kabul edilmemiştir. Bu nedenle, bononun keşide tarihinden önceki imzaların toplanarak usulüne uygun bilirkişi incelemesi yapılması ve sonucuna göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, kanun maddesi belirtilmemiş olmakla birlikte ispat yükünün davalıya geçtiği hususu hükme gerekçe olarak eklenmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/9327 E.  ,  2017/3146 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalının müvekkilinin üvey oğlu olduğunu, icra takibine dayanak senette yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin okuma yazma ve aynı zamanda imza da bilmediğini, şimdiye kadar parmak izi ile işlem yaptığını, ayrıca senet sebebiyle borçlu olması için mühür, imza ve huzurda bulunan şahit gerektiğini ileri sürerek, takibe konu senet sebebiyle davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının imza bildiğini, bu dava dosyasında müvekkiline yapılan tebligatı davacının imza karşılığı teslim almasının bile davacının imza bildiğinin kanıtı olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen adli tıp raporuna göre, davaya konu senette yer alan imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, bu durumda senetteki imzanın davacı borçluya ait olduğuna dair ispat yükünün davalıya geçtiği, davalının da yemin deliline dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, takip konusu bonodaki imzanın sahte olduğu iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu bononun keşide tarihi 01.05.2010"dur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tatbik imza olarak keşide tarihinden önceki imzaların bulunmadığı anlaşıldığından rapor hükme yeterli kabul edilemez. Bu durumda bononun keşide tarihinden önceki imzaların toplanarak yeniden usulüne uygun bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.