Sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1649 Esas 2019/2725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1649
Karar No: 2019/2725
Karar Tarihi: 18.03.2019

Sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/1649 Esas 2019/2725 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, 2008 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından mahkûm edildi. Katılan vekilinin temyiz talebi ise sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesi ile yapılmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, vergi usul kanunu'nun öngörülen unsurları taşımasında zorunluluk bulunmadığına yönelik kararını hatırlatarak, sanık hakkında yapılan maddi incelemelerin yetersizliği nedeniyle mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak 5320 sayılı Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK\"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına \"katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından,
11. Ceza Dairesi         2019/1649 E.  ,  2019/2725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenleme
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    A) Sanık ... hakkında “2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
    Katılan vekilinin temyiz talebinin, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükümleri nedeniyle avukatlık ücreti tayin edilmesi gerektiğine yönelik olduğu anlaşıldığından; vekalet ücretiyle sınırlı inceleme yapılmıştır.
    Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "katılanın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin sanık ...’den alınıp katılana verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    B) Sanık ... hakkında “2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık ve müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 08.11.2018 tarihli 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı kararına göre; sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK‘nin 230. maddesinde öngörülen unsurları taşımasında zorunluluk bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesi ile bozma kararının diğer sanık ...’e sirayet ettirilmesi gerektiğine yönelik görüşe iştirak edilmemiştir.
    ...İnş.ve End. Malz. San. Dış Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan sanığın, 2008 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında, ... isimli kişinin nüfus cüzdanını alarak kendi adına bu şirketi kurduğunu, şirketle ilgisinin bulunmadığını, sahte fatura düzenlemediğini söylemesi nedeniyle, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
    1- 2008 ve 2010 takvim yılına ait faturaların, şirketin kuruluşuna ilişkin belgelerin, varsa sanık tarafından vergi dairesine sunulan tüm evrakların, kullanan şirketlerden ve bağlı bulunduğu vergi dairesinden araştırılarak dosyaya getirtilmesi, fatura ve belgelerin sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını...’a ait olduğunu söylemesi halinde; ...’ın açık kimlik ve adres bilgileri sanıktan da sorulmak suretiyle tespit edilip, bu kişinin CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenilmesi, faturalar ve diğer belgeler gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
    2- ... da faturalardaki ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa veya bu kişiye ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
    3- Belirtilen belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ya da ...’a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
    a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediği ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
    b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
    c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
    Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükümleri kurulması,
    4- Kabule göre de;
    a) Sanığın 2008 ve 2010 takvim yıllarında birden fazla sahte fatura düzenlemesi nedeniyle, her takvim yılı için zincirleme suçla ilgili TCK"nin 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    b) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına,
    18.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.