8. Hukuk Dairesi 2017/2989 E. , 2017/16898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Vesayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya elektronik ortamda Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Dava dilekçesinde; davacı ..."un babası 1927 doğumlu Mehmet"in hergün değişik talepleri ile çocuklarını baskı altına aldığını, bazen taşınmazları satacağını, bazen taşınmazları ile bankadaki paralarını bağışlayacağını söylediğini, bunların sağlıklı düşünmediğinin kanıtı olduğu gibi anlatılan durumların TMK 406. madde de sayılan malvarlığını kötü yönetmenin birebir yaşandığını, anlatılan sebeplerle ..."ün kısıtlanması istenmiştir.
Mahkemece, kısıtlanması istenilen ... hakkında akıl sağlığı yönünden alınan sağlık kurulu raporu doğrultunda davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi kapsamında kalan savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Vesayet, velâyet altında bulunmayan küçüklerin ve istisnaî olarak velâyet altına alınmamış bazı erginlerin korunması amacıyla kabul edilen bir hukukî kurumdur.
Kısıtlanmayı gerektiren haller kanunda tahdidi olarak sayılmış olup ergin bir kisi hakkında kısıtlama kararı verilerek, kendisine vasi atanabilmesi için, Türk Medenî Kanununun 405-408. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebeplerinden birinin varlığı gerekir.
Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle, ergin bir kişi, işlerini göremediği veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerektiği ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye soktuğu takdirde, kısıtlanır (TMK.md.405/I).
Türk Medenî Kanununun 406. maddesine göre ise; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır."
Ergin bir kişi, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olursa kısıtlanır (TMK. m.407).
Ergin bir kisi, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat ederek, kısıtlanmasını isteyebilir (TMK. md.408).
Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanununun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yasama tarzı ve kötü yönetimi veya isteğe bağlı kısıtlama hâllerinde, kısıtlanması istenilenin dinlenmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmî sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kisiyi dinleyebilir.
Bu genel açıklamadan sonra mahkemenin gerekçesinde nitelediği gibi akıl hastalığı sebebi ile kısıtlanma TMK"nın 406.maddesinde değil, 405.madde de düzenlenmiştir.
Dava dilekçesindeki anlatım ile TMK 406. madde kapsamında savurganlık ve malvarlığını kötü yönetme sebebi ile ailesini darlık ve yoksulluğa düşürme tehlikesinden bahsedilerek kısıtlama kararı verilmesi istenmiştir.
Türk Medenî Kanununun 406. maddesinde; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesinde kısıtlanması istenilenin 1927 doğumlu olduğu, hergün değişik talepleri ile çocuklarını baskı altına aldığı, bazen taşınmazları satacağını, bazen taşınmazları ile bankadaki paralarını bağışlayacağını söylediği, bunların sağlıklı düşünmediğinin kanıtı olduğu iddiası olduğu halde; Mahkemece, Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesi uyarınca herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır. Vesayet hakkındaki hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, Mahkemece re"sen araştırma yapılabileceği de gözetilerek, Türk Medeni Kanunu"nun 406. maddesinde yer alan hususlar yönünden re"sen ve tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp değerlendirilmesi yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine talebin hatalı değerlendirilmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda gösterilen nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.