
Esas No: 2014/14936
Karar No: 2015/1988
Karar Tarihi: 19.02.2015
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/14936 Esas 2015/1988 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 11/07/2014
Numarası : 2012/651-2014/559
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının 2006 yılı Aralık ayından iş akdinin feshi olunduğu 16/12/2012 tarihine kadar aralıksız olarak davalıya ait işyerinde saha sorumlusu kalfa olarak 1.800,00 TL ücretle çalıştığını, fazla çalışma ücreti, 70 günlük ödenmeyen ücreti, yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi ücretlerinin ödenmesi için davalı işverene ihtarname gönderdiklerini, ancak ihtara rağmen bu alacakların ödenmediğini, işverenin cevabi ihtarname ile kendisine gönderilen ihtar nedeniyle güven sarsıcı davranışta bulunması nedeniyle davacının iş akdini feshettiğini bildirdiğini, 08:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını, dini bayramların son günü ile tüm genel tatil günlerinde çalıştığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, iş akdinin davacı tarafından istifayla haksız olarak feshedildiğini, davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, 2006 yılında çalışmaya başladığını yazılı belgelerle ispatlaması gerektiğini, aylık ücretinin bordroda yazılı olduğunu, davacının bütün haklarının kendisine ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7"nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447"inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde 319"uncu madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin iler sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K).
Dosya içerisinde ıslah dilekçesine karşı davalı beyanlarını ve zamanaşımı defini ihtiva eden 12.06.2014 havale tarihli bir dilekçe bulunmaktadır. Bu dilekçeye niye itibar edilmediği mahkeme kararı gerekçesinden anlaşılamamaktadır. Söz konusu dilekçe taraflara gösterilerek beyanları alınmalı ve değerlendirmeye alınıp alınmayacağı mahkemece gerekçeli olarak açıklanmalıdır. Eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalıdır.
O halde davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.