Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/16254
Karar No: 2016/14636
Karar Tarihi: 5.11.2016

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/16254 Esas 2016/14636 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2016/16254 E.  ,  2016/14636 K.

    "İçtihat Metni"



    Tehdit suçundan sanık ..."nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 43/2 ve 62. maddeleri uyarınca, 1 yıl 10 ay 15 gün cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, Birecik ASLİYE CEZA MAHKEMESİNİN 24/11/2011 tarihli ve 2010/245 esas, 2011/415 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin merci Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2014 tarihli ve 2014/957 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12/10/2016 gün ve 366770 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında;
    “1- Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2011 tarihli kararının yapılan incelemesinde;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, mahkemesince 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a maddesi gereğince takdiren ve teşdiden verilen 3 yıl hapis cezasından, aynı Kanun’un 43/2. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapıldığında 3 yıl 9 ay hapis cezasına ve anılan Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında da sonuç olarak 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği, bu suretle sonuç ceza 2 yıldan fazla olduğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
    2- Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 08/10/2014 tarihli kararının yapılan incelemesinde;
    Birecik Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararın 18/01/2012 tarihli görüldüğünü müteakip 03/04/2012 tarihinde kesinleştirildiği, dolayısıyla Birecik Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/10/2012 tarihli dilekçe ile yapılan itirazın süresinde olmadığı gözetilmeden, esastan inceleme yapılarak yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde,
    İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:

    Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, Birecik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/11/2011 tarihli kararı ile, hapis cezası ile cezalandırılmasına,CMK"nın 231/5.maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına verildiği, yoklukta verilen kararın sanığa tebliği edildiği, sanık veya Cumhuriyet Başsavcılığınca süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen kararda hesap hatası yapıldığının fark edilmesi üzerine mahkemenin ihbarıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu, Adalet Bakanlığınca tebligattaki eksiklik nedeniyle dosyanın iade edilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca bu kez kararın temyiz edildiği, Dairemizin 26/06/2014 tarihli kararıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yalnızca itiraz yoluna gidilebileceği belirtilerek dosyanın mahkemesine iade edildiği,itiraz incelemesi için dosyanın gönderildiği Şanlıurfa 3.Ağır Ceza Mahkemesince, kararda hukuki hata bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddedilmesi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu, Dairemizin 21/03/2016 tarihli kararıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında var olan hukuka aykırılığın giderilebilmesi için, merci kararının yanı sıra,Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2011 tarihli ve 2010/245 esas,2011/415 sayılı kararına karşı da kanun yararına bozma isteminde bulunulmasının,usül ekonomisine uygun olacağı gerekçesiyle hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından,kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulamayacağının takdiri için,dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,bu hususun değerlendirilmesinden sonra,kanun yararına bozma isteminin yeniden ele alınmasına karar verilmesinden sonra,Adalet Bakanlığının isteği üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu husus yönünden de yeniden kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    1-Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik süresinden sonra yapılan itirazın mercii tarafından süreden reddi yerine esastan reddine karar verilmesine,
    2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis cezaları bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, mahkemesince 5237 sayılı Kanun"un 106/2-a maddesi gereğince takdiren ve teşdiden verilen 3 yıl hapis cezasından, aynı Kanun’un 43/2. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapıldığında 3 yıl 9 ay hapis cezasına ve anılan Kanun"un 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapıldığında da sonuç olarak 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği, bu suretle sonuç ceza 2 yıldan fazla olduğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesine yönelik hukuka aykırılıklara ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    1 nolu hukuka aykırılık yönünden irdeleme:
    5271 sayılı CMK"nın 231/5.maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu düzenlenmiş,aynı maddenin 12.fıkrasına göre,hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz,5271 sayılı CMK"nın 267 ila 271.maddeleri arasında düzenlenmiş olup "itiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267.maddesinde;"Hakim kararları ile kanunun gösterdiği hallerde,mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" hükmüne yer verilmiş ,268. maddeded ise," 1) Hakim veya mahkeme kararına karşı itiraz ,kanunun ayrıca hüküm koymadığı hallerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe ile veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hakim onaylar. 263"üncü madde hükmü saklıdır.
    (2) Kararına itiraz edilen hakim veya mahkeme, itirazı yerinde görürüse kararını düzeltir yerinde görmezse en çok üç gün içinde,itirazı incelemeye yetkili mercie gönderir." hükümleri düzenlenmiştir
    İnceleme konusu somut olayda; Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2011 tarihli kararıyla sanık hakkında hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 26/03/2012 tarihinde sanığa tebliğ edildiği,o yer Cumhuriyet Başsavcılığınca 23/12/2011 tarihinde, üst Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ise 18/01/2012 tarihinde görüldü yapıldığı,ancak yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği için kararın kesinleştiği görülmektedir.İnfaz işlemleri sırasında kararda hesap hatası yapıldığı,bu çerçevede koşulları oluşmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin belirlenmesi üzerine,mahkemesince, kanun yararına bozma yoluna başvurulmasının 11/07/2012 tarihli müzekkere ile istenilmesinden sonra o yer Cumhuriyet Başsavcılığınca,adı geçen karara karşı olağan ve olağanüstü yasa yollarının yeniden işletilmeye çalışıldığı görülmektedir.Ancak süresinde itiraz yoluna başvurulmadığı için kesinleşen bu karara karşı Yargıtay"ın temyiz yolunun kapalı olduğuna işaret ederek verdiği iade kararından sonra,dosyanın gönderildiği Şanlıurfa 3.Ağır Ceza Mahkemesince itirazın süre yönünden reddedilmesi gerekirken,kararda hukuki hata bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.Merci kararı bu nedenle hukuka aykırıdır.
    2 nolu hukuka aykırılık yönünden irdeleme:
    Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
    5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
    Hükmün açılanmasının geri bırakılması kararlarının, olağanüstü yasa yoluyla incelenmesinin kapsam ve sınırlarının anlatıldığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.06.2010 gün ve 11/70-159 sayılı kararında, “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, esas itibariyle bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü, ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
    Bu kapsamda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz yasayoluna tabi bulunması nedeniyle, gerek itiraz edilerek gerekse itiraz yasayoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olağanüstü bir yasayolu olan yasa yararına bozma konusu yapılabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak, yasa yararına bozma yasa yolunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde aleyhe bozma yasağının sadece davanın esasını çözümleyen hükümlerle sınırlı olarak kabul edilmesi nedeniyle 5271 sayılı Yasanın 5–14. fıkralarındaki koşullar kapsamında denetlenerek, somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığı, ceza miktarı, daha önceden kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet, zararın giderilip giderilmediği, suçun İnkılâp Kanununda belirtilen suçlardan bulunup bulunmadığı ve denetim süresinin doğru tayin edilip edilmediği gibi hususlara ilişkin hukuka aykırılıklar nedeniyle bozulabilecek, saptanan hukuka aykırılıkların yeni bir yargılamayı gerektirdiği ahvalde yeniden yargılama yapılarak karardaki hukuka aykırılığın giderilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilecek, yargılama gerekmeyen ahvalde ise hukuka aykırılık Yargıtay ilgili ceza dairesince giderilecektir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının dayanağını oluşturan mahkûmiyet hükmü ise; hükmün açıklanması, düşme kararının verilmesi veya yeni bir mahkûmiyet hükmünün tesisinden sonra temyiz incelemesine konu olabilecek ve ancak bu aşamadan sonra temyiz yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, koşulları bulunduğu takdirde yasa yararına bozma yasa yolu ile denetlenebilecektir.
    Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği hallerde hükmün içeriğine dâhil bulunan hukuka aykırılıkların, yasa yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır. Kanun koyucu, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği mahkûmiyet hükmünün olağan yasayolu olan temyizen incelenmesini dahi yasaklamışken, henüz doğmamış bu hükümdeki hukuka aykırılıkların olağan denetim süreci sonlanmadan, olağanüstü bir yasa yolu olan “yasa yararına bozma” yasa yoluyla denetlenebileceğini kabul etmek yasa yollarına hakim olan temel ilkelere açıkça aykırılık oluşturacaktır.” görüşlerine yer verilmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1-Yukarıda açıklanan gerekçelerle tehdit suçundan sanık ... hakkında merci Şanlıurfa 3. Ağır Ceza Mahkemisinin 08/10/2014 tarihli ve 2014/957 değişik iş sayılı kararının,CMK"nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- Aynı Yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına,
    3- Bir nolu bozma nedenine göre, Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2011 tarihli ve 2010/245 esas,2011/415 karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteği ile ilgili bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, 25 /11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi