Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2941
Karar No: 2020/6374
Karar Tarihi: 30.11.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/2941 Esas 2020/6374 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava konusu taşınmazdaki payının tamamını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiğini ancak oğlunun kendisine bakmadığını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istedi. Davalı ise taşınmazı davacının annesine bakması nedeniyle satın aldığını iddia etti. Mahkeme, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak istinaf mahkemesi, aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabileceğini belirterek kararı bozdu. Yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükümde davalı adına kayıtlı 1/2 payın iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca, ölü kişi adına tescile karar verilmesi de doğru değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi gereği hüküm, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2019/2941 E.  ,  2020/6374 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,HİLE

    Davacı, dava konusu 1800 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 olan payının tamamını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiğini, ancak oğlunun kendisine bakmadığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle yaklaşık üç ay kadar önce taşınmazını geri almak için tapu müdürlüğüne gittiğinde, taşınmazın satış suretiyle davalıya temlik edildiğini öğrendiğini, iradesi dışında satış işlemi yapıldığı gibi davalıdan herhangi bir satış bedeli de almadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
    Davalı, davacının tüm bakım ve ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davacı annesine bakması nedeniyle; annesinin uygun fiyata dava konusu taşınmazı satmayı teklif ve ısrar ettiğini, bu suretle de taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "... aldatma (hile) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Somut olaya gelince; hile (aldatma) hukuksal nedeni yönünden mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki farkın tam olarak tespiti, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri delillerin eksiksiz toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir."" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, hile(aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca araştırma yapılarak yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının yerinde bulunmayan diğer temyiz itirazlarının reddine.
    Ancak bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
    Somut olayda, dava konusu taşınmazın 1/4 payının davalıya temlik edildiği ve bu 1/4 payın dava konusu yapıldığı halde, mahkemece talepten fazla olacak şekilde davalı adına kayıtlı 1/2 payın iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Yine 4721 sayılı TMK’nun 28/1. maddesinde; "Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer." düzenlemesi karşısında davacı ...’ın yargılama sırasında 13.01.2018 tarihinde ölümü ile kişiliğinin son bulduğu gözetilmeksizin, ölü kişi adına tescile karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    Ne var ki; değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından;
    Hükmün 1. bendinin ikinci paragrafının hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine 1. bent ikinci paragraf olarak;
    ""... İli ... İlçesi ... Köyü 1800 parselde kayıtlı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı 1/4 payın iptali ile ... 8. Noterliği"nin 04.04.2018 tarihli 10574 yevmiye numaralı mirasbırakan ..."ın mirasçılık belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline"" cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi