(Kapatılan)21. Ceza Dairesi 2015/10216 E. , 2017/1200 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi Belgede Sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında TCK 61. maddesi gereğince teşdid yapılırken, diğer teşdid gerekçelerinin yanında sanığın "yabancı uyruklu oluşu" denilmişse de, salt bu hususa dayanılmaması ve diğer teşdid gerekçelerinin dosya kapsamına uygun olması nedeniyle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş ise de yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 6723 sayılı yasayla değişik 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların çıkartılması ile yerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.03.2017 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Sanığın 30/01/2013 tarihinde ülkemizden çıkış yapmak üzere Sarp Emniyet Müdürlüğüne müracaatında ülkeye giriş kaydı bulunmadığının tespiti sonucu ibraz ettiği pasaportundaki 08/10/2010 tarihli 8 numaralı giriş kaşesinin sahte olduğunun değerlendirildiği, atılı resmi evrakta sahtecilik suçunun işlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında yerel mahkemece eylem sabit kabul edilerek teşdiden sanığın cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur.
Hüküm sanık müdafiince temyiz edilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16/02/2015 tarihli tebliğnamesinde "Sanık hakkında yabancı uyruklu oluşu ayrıca bu durumun kamu düzenini de ciddi şekilde bozacağı gibi yasal, yeterli ve hukuki olmayan gerekçe ile cezanın teşdiden tayini Yasaya aykırı" görüşü ile hükmün bozulması talep edilmiştir.
Sayın Daire çoğunluğu, mahkemenin sanığın yabancı uyruklu oluşu yanında başka nedenlere de dayanması ve diğer teşdit gerekçelerinin dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirmesiyle tebliğnamedeki düşünceye iştirak etmemiştir.
Aşağıdaki sebeple sayın Daire çoğunluğunun görüşüne katılmamaktayım.
Usul Yönünden;
CMK"nun 176 maddesi iddianamenin çağrı kağıdı ile sanığa tebliğ olunacağı, çağrı kağıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği, 190/2 maddesi ise 176. maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini isteme hakkı olduğunun sanığa hatırlatılacağı hükmünü amirken, 01.06.2005 tarihi itibariyle meri olan 5320 sayılı Kanun"un 18. maddesi uyarınca 3005 sayılı Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu yürürlükten kaldırılmış olduğu halde 31/01/2013 tarihli iddianame ile aynı gün tensiple duruşma açılması, Türk vatandaşı olmayıp ne şekilde Türkçe"yi mahkemede kendisini savunabilecek derecede iyi bildiği denetime imkan verecek şekilde dosyaya yansıtılmamış sanığın tercüman vasıtasıyla kimlik tespitine geçildiği belirtilerek duruşmaya başlanmasına rağmen tercümanın kimliğinin denetime imkan verecek şekilde duruşma zaptına yazılmaması, müdafii talebi bulunan sanık için müdafinin ne şekilde temin edildiğinin ve duruşmaya kabul edildiğinin de anlaşılamaması, ayrıca CMK"nun 190/2 maddesi hükmüne rağmen duruşmaya ara verilmesi hakkı olduğunun sanığa hatırlatılmaması, hatırlatılmış ise de denetime imkan verir şekilde bunun tutanağa yazılmaması suretiyle savunma hakkının ihlal edildiği (aynı mahiyette Yargıtay CGK"nun 15/11/2011 t. E: 2011/1-157, K:2011/223 sayılı kararı) hükmün bu açık usul aykırılığı nedeniyle bozulması gerektiği kanaatindeyim.
Esas Yönünden:
Mahkemece aynı tarihli iddianame ile tensiple duruşma icrasına başlanılarak yapılan yargılama sırasında suçunu ikrar eden sanığın "... hakkında yurda giriş yasağı bulunmasına rağmen yasal olmayan yollarla resmi belge niteliğindeki pasaportta sahtecilik yapmak suretiyle yurda giriş yaptığı ve sanığın yabancı uyruklu oluşu ayrıca bu durumun kamu düzenini de ciddi şekilde bozacağı kanaati" ile teşdiden cezalandırılması kanuna uygun, denetime elverişli gerekçe içermemesi, salt yabancı uyruklu olmanın ne şekilde kamu düzenini bozacağının herkes için kabul edilebilir objektif bir kriter olmaması, bu durumun cezanın belirlenmesi hususunu düzenleyen TCK"nun 61. maddesinde esas alınabilecek bir kriter olarak yer almaması, teşdit gerekçesinin kanuni dayanaktan yoksun ve sanığın yabancı olması gibi ayrımcılık olarak anlaşılabilecek subjektif bir kritere dayandırılması sebebiyle bozulması gerektiği kanaatindeyim.
Yukarıda arz edilen sebeplerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. 08/03/2017