15. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2058 Karar No: 2016/2679 Karar Tarihi: 10.05.2016
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/2058 Esas 2016/2679 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, ödemenin ticari dava olarak kabul edilip asliye ticaret mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın taraflarının tacir olması ve işin her iki tarafın birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerektiğine dikkat çeker. Davalı kamu hizmetinin yürütülmesi için gerçekleştirdiği ihaleyi ticari olarak yapmadığı için, davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu kararında bir hata yapılmıştır ve bu karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise Türk Ticaret Kanunu'nun 4. ve 19/II. maddeleri ve Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun 2. Maddesi olarak belirtilmiştir.
15. Hukuk Dairesi 2016/2058 E. , 2016/2679 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin ödenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Eldeki dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 12.10.2015 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi"nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce mutlak ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması veya sayılması davayı ticarî dava haline getirmez.Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup bu nevî davaların ticarî dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğineilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticarî dava olarak kabulü ve uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesindegörülebilmesi için uyuşmazlığın taraflarının tacir ve uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticarî işletmesi ile ilgili olması zorunludur.Davacı şirketin uyuşmazlık konusu yapım işini ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı İçişleri Bakanlığı (Valilik)uyuşmazlık konusu ihaleyi ticarî bir işletmeyle ilgili olarak değil, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirmiştir. Kaldı ki, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16/II. maddesi uyarınca devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinin tacir olarak kabulü mümkün olmadığından, tacirin işlerinin ticarî olması esasının da burada kullanılması imkansız hale gelmektedir. Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi"ne ait olup, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi yerine Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.