19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16729 Karar No: 2017/3117 Karar Tarihi: 18.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/16729 Esas 2017/3117 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2016/16729 E. , 2017/3117 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. gelmiş, başka gelen olmadığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile asıl borçlu dava dışı. arasında kredi sözleşmesi ve araç rehin sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmelerden 29/03/2005 tarihli 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullandırılan kredi borçlarının gönderilen ihtarnameye rağmen ödenmemesi nedeniyle giriştiği icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı banka arasında imzalanan taahhütnamenin 29/03/2005 tarihinden bu yana yenilenmeden kullanılmasının MK."nın 2 maddesine aykırı olduğunu, taahhütnamenin 6098 sayılı TBK"nın 20-27. maddelerine ve 583. maddesine aykırı olduğunu, asıl borçlular ile davacı banka arasında 2007 yılında imzalanan yeni sözleşmeler bulunduğunu, müvekkilinin bilgi ve imzası bulunmayan yeni sözleşmeler yapıldığına göre artık müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen 15/12/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalının 29/03/2005 tarihli sözleşmede müşterek borçlu müteselsel kefil olduğu, 6098 sayılı TBK"nın 583. maddesinin önceki kanun dönemi için uygulanamayacağı, davalının borç bitene kadar sorumluluğunun devam edeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibin 750.000,00 TL üzerinden devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyasında birden fazla kredi sözleşmesi bulunmaktadır. Davalı bu sözleşmelerden sadece 2005 tarihli sözleşmede kefildir. Bu durumda mahkemece dava konusu uyuşmazlığın hangi sözleşmeden kaynaklandığı bilirkişi incelemesi suretiyle belirlenerek davalının kefaleti bulunmayan sözleşmelerden doğan borçlardan dolayı kefalet sorumluluğu bulunmayacağı, kefil olduğu sözleşmeden dolayı borç saptanması halinde ise kefilin asıl borçlunun borcu ve fer"ileri ile kendi temerrütünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağı gözetilerek deliller eksiksiz olarak toplanıp, değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu hususları incelemeyen ve yetersiz olan 3. bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.