Hukuk Genel Kurulu 2014/231 E. , 2016/970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki “menfi tesbit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 30.05.2012 gün ve 2009/757 E.-2012/285 K. sayılı karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.07.2013 gün ve 2012/24007 E., 2013/19685 K sayılı kararı ile;
“...Davacılar, 18.08.2008 tarihli protokolde kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediği halde bu protokol gereği düzenlenen 365.000.00 TL tutarındaki senedin ciro edilerek ..."ya verildiğini ve takibe konulduğunu, oysa düzenlenen bu senette "18.08.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edilecektir" ibaresinin yazılı olduğunu, senet üzerindeki bu şerhe rağmen kambiyo senetlerine mahsus takip yapıldığını, takibe yönelik şikayetlerinin İcra Hukuk Mahkemesince haksız olarak ret edildiğini, bu borca ilişkin olarak icra baskısı altında davalı ile yeni bir protokol yaparak 440.000.00 TL tutarında çek ve senet vermek zorunda kaldıklarını, bu senetlerden 40.000.00 TL ve 25.000.00 TL tutarındaki iki tanesini ödediklerini ve davalıya borçların olmadığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve davacı ..."ın ödediği bonoların istirdadı ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, zamanaşımı ve hakdüşürücü süresinin geçtiğini, tarihsiz protokolün davacının istek ve iradesiyle düzenlendiğini, bir baskı ve zorlamanın olmadığını, kanundan doğan hakkın kullanılmasının baskı olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının savcılık ifadesinde 365.000,00 TL borcunun olduğunu ikrar ettiğini, imzalanan protokol ile önceki olayların hukuken sona erdiğini, yeni protokole istinaden düzenlenen senetlerin mücerret borç ikrarı niteliğinde olduğunu, ödendiği iddia edilen senetlerin nakit olarak ödenmediğini ve açılan davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacılar, 18.08.2008 tarihli protokolde kararlaştırılan edimlerin yerine getirilmediği halde senedin ciro edilerek davalıya verildiğini ve icraya konulduğunu, icra baskısı altında yeni protokol düzenlemek ve senet ile çekler vermek zorunda kaldıklarını oysa davalıya borçlarının olmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespit edilmesini talep etmişlerdir. Davalı ise baskı olmadan, davacıların istek ve iradesiyle yeni protokol yapıldığını, davacı ..."ın borcu olduğunu savcılık ifadesinde ikrar ettiğini ve imzalanan yeni protokolle önceki olayların sona erdiğini savunmuştur. Mahkemece, senet üzerinde "18.08.2008 tarihli protokol çerçevesinde tahsil edilecektir" ibaresinin yazılı olduğu, bu meşruhatın senedi ciro yoluyla tahsil eden davalı içinde bağlayıcı olduğu, davalının talep edemeyeceği senedi takibe koyarak icra baskısı altında yeni çek ve senetler aldığı ve davalının bu çek ile senetlere dayanarak talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ... ile dava dışı Deniz Güneş arasında 18.08.2008 tarihli ve 18082008000A1 nolu bir protokol düzenlenmiştir. Bu protokole dayanarak borçlusu davacı ... ve alacaklısı Deniz Güneş olan 365.000.00 TL bedelli senet düzenlenmiş olup bu senedin üzerinde "18082008000A1 nolu protokole istinaden tahsil edilecektir" ibaresi yazılıdır. Bu senet lehtar Deniz Güneş tarafından davalı ..."ya ciro edilmiş ve davalı tarafından takibe konu edilmiştir. Davalı ... tarafından başlatılan icra takibi devam ederken davacı ... ve davalı bir araya gelerek tarihsiz yeni bir protokol imzalamış ve bu protokole istinaden çek ve senetler düzenlemişlerdir. Tarihsiz olarak düzenlenen protokole istinaden verilmiş olan çek ve senetler vadesinde ödenmediği için davalı tarafından icraya konulmuştur. Dava konusu tarihsiz protokole ilişkin olarak düzenlenen çek ve senetlerin 18.08.2008 tarihli protokol gereğince düzenlenen 365.000,00 TL tutarındaki senedin icraya konu edilmesi üzerine icra takibi devam ederken ve icra baskısı altında düzenlendiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Buna rağmen 18.08.2008 tarihinde düzenlenen protokolün yerine getirilip getirilmediği, davacıların borçlu olup olmadığı ve düzenlenen senet mucibince borcun mevcudiyeti mahkeme tarafından araştırılmadan eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, 18.08.2008 tarihli protokolün içeriği ve hükümleri tartışılarak, protokolle taraflara yüklenen edimlerin yerine getirilip getirilmediği, tarafların protokole uyup uymadıkları ve davacıların borçlu olup olmadığı tespit edilmedir. Hal Böyle olunca; mahkemece, işin esasına girilip az yukarıda açıklanan hususlar araştırılarak ve 18.08.2008 tarihli protokole ilişkin taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava menfi tesbit istemine ilişkindir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.10.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi.