9. Hukuk Dairesi 2009/49407 E. , 2012/8627 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi (Beyoğlu 1.İş)
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, süt izni ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ücretinin aylık net 910,00 TL iken 850,00 TL"na indirilmesi nedeniyle hizmet akdinin işçi tarafından feshi nedeniyle, kıdem tazminatı ve süt izni alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının doğum izninde olduğu tarihte şirketin zor durumda olması ve fazla personel bulunması nedeniyle fazla personelin işçiler zarar görmeden elimine edilmesi amacı ile tüm personelin kıdem tazminatı ödenerek iş sözleşmelerinin fesih edildiğini, yeni belirlenen ücretten çalışmayı kabul edenlerin tekrar işbaşı yaptıklarını, davacının ise krizin atlatıldığı-fazla personelin işine son verildiği bir dönemde tekrar işbaşı yaptığını, maaş hesabı yapan personelin davacının hesabına yanlışlıkla eksik maaş yatırdığını, şirket yönetiminin bu olaydan davacının ihtarname çekmesi ile haberdar olduğunu ve emen eksik yatan maaşın davacının hesabına yatırılıp davacının işine dönmesi ve çalışması için noter ihtarı gönderilerek davacıya 10/09/2005 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının, maaş hesabı yapan personelin hatasından istifade ederek şirketten toplu bir ödeme alabilmek amacı ile talepte bulunduğunu, şirketin hakkaniyete uygun olmayan bu isteği reddettiğini, işbaşı yapmasını sözlü olarak da davacıya ilettiğini, davacının işbaşı yapmaması üzerine 27/09/2005 tarihinde ihtarname ile iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır.
Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, işçinin toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemesi bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmesi ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir (Yargıtay 9.HD. 18.1.2010 gün, 2008/14546 E, 2010/193 K.).
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır (Yargıtay 9. HD. 16.7.2008 gün 2007/22062 E, 2008/16398 K.).
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenmemesinin sonuca bir etkisi yoktur.
İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” imkânının bulunduğu kabul edilmelidir.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır (Yargıtay 9. HD. 18.1.2010 gün, 2009/24286 E, 2010/74 K.).
Somut olayda, davacının ücretinin eksik ödenmesinin hatadan değil ücret düşürmesinden kaynaklandığı, işçinin bunu kabul etmeyip iş akdini 04/08/2005 tarihinde feshettikten ve bu fesih bildiriminin 05/08/2005 tarihinde davalıya tebliğinden sonra davalı tarafından 05/08/2005 tarihinde maaş farkının yatırıldığı, bu durumda işçinin fesihte haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddedilmesi hatalı olup bozmaya gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.