9. Hukuk Dairesi 2012/7311 E. , 2012/8613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı ilaç firmasında bölge satış müdürü olarak çalıştığını fazla çalışma yaptığını ancak fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının çalıştığı bölgede şirketin tek temsilcisi ve yöneticisi olarak kendisine bağlı 9 tıbbı mümessilden sorumlu olarak görev yaptığını, çalışmalarını kendi insiyatifi ile faydalı gördüğü şekilde ayarlayıp denetim dışı bağımsız olarak çalıştığını, yüksek olan maaşı dışında 3 ayda bir satış primi ve senede bir kez ayrıca niteliksel başarı pirimi aldığını, işverenin talimatı dışında fazla mesai yapması durumunda da prim ve ek ödemelerle karşılığını aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir.
Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir.
Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz.
Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar.
O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir.
İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır.
İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir.
Dairemiz, yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Somut olayda davacı davalı ilaç firmasında en son bölge müdürü olarak çalışmıştır.Dosya içeriğinde bulunan bölge müdürünün görev tanımında “dönemsel iş planlamasının yapılmasını sağlamak ve bölge iş planlarnı oluşturmak
-Mümessillerin gerçekleştirdikleri aktivitelerin dönemsel iş planlarına Pfizer değerlerine ve prosedürlerine uygunluğunu takip kontrol ve koordine etmek
-Bölgesindeki doktor ziyaretlerinin etkinliğini ve verimliliğini analiz etmek
-Bölgesindeki müşteri potansiyelini ve ihtiyaçlarını takip etmek
-Mümessillerin performanslarını değerlendirerek gelişmelerine destek olmak.
-Mümessillerin işe alınması işten çıkarılması ve istifasıyla ilgili idari sorumluluklarını yerine getirmek.
- Kongre sempozyum katılımları için bölgede planlama ve organizasyon yapmak
-Ofisi paylaşan diğer bölge müdürleri ile birlikte bölge ofisini yönetmek
-Bölge deposunu ve Bölge araç filosunu yönetmek. “ gibi görevleri bulunmaktadır.
Davalı şirkete ait fesih tarihinde yürürlükte bulunan organizasyon şemasına göre de Türkiye 6 bölgeye ayrılmakta ve her bölgeye bir bölge satış müdürü atanmaktadır.
Davacının çalışma saatlerini kendisi belirleyen, bağımsız çalışan üst düzey yönetici olup, olmadığı dosyada mevcut yazılı delil, tanık beyanları ve organizasyon şemasından anlaşılamamaktadır.
Mahkemece dinlenen tanık anlatımları da bu yönden yetersizdir.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında gerek bölge müdürünün görev tanımına göre yaptığı işler gerek davacının çalıştığı dönemde uygulanan organizasyon şeması ve mevcut deliller neticesinde davacının çalışma saatlerini kendisinin belirleyip belirlemediği, emir ve talimat aldığı amirinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek gerektiğinde elde edilecek delillerle sonuca gidilmelidir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde isteğin kabulü isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.