Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/11955 Esas 2016/14569 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/11955
Karar No: 2016/14569
Karar Tarihi: 23.11.2016

Tehdit - hakaret - yaralama - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/11955 Esas 2016/14569 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından dolayı hüküm verilmesi istemiyle başlatılan davada, sanığın yaralama suçundan beraatine, hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, tehdit suçundan ise mahkumiyetine karar verilmesine hükmetmiştir. Sanık ve katılanın temyiz başvurusunda bulunması üzerine dosya görüşülmüştür.
Yaralama suçuna ilişkin cezanın temyiz edilemez olduğuna karar verilmiştir. Diğer hükümlerin temyiz isteği kabul edilmiştir.
Mahkeme, sanığın katılanı tehdit ettiği eylemin kanuna uygun olarak işlendiğini, doğru olarak nitelendirildiğini ve kanuni bağlamda ceza uygulandığını tespit etmiştir. Hakaret eyleminden ise ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ancak, tehdit suçundan kurulan hükümle ilgili olarak, katılanın tanık beyanına hangi nedenle itibar edilmediği açıklanmadan ve delil olmadığı gerekçesiyle karar verilmesi Kanuna aykırı bulunmuştur. Bu sebeple hüküm bozulmuş ve dosya hüküm mahkemesine gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5320 sayılı Kanunun 8/1
- 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi

4. Ceza Dairesi 2014/11955 E. , 2016/14569 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafii ve katılan ... vekilinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
2-Diğer hükümlerin temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
a-Sanığa yükletilen katılan ..."e yönelik tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı ,
b-Sanığın hakaret eyleminden verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın da usul ve Kanuna uygun bulunduğu,
Anlaşıldığından sanık ... müdafii ve katılan ... vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
3-Katılan ..."a yönelik tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılan ..."nin aşamalarda, sanığın, kendisini tehdit ettiğini beyan etmesi ve tanık ..."in de sanığın katılana “seni de parçalarım” dediğini belirtmesi karşısında, katılan tanık beyanına hangi nedenle itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan, delil olmadığı yolundaki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.