Esas No: 2020/143
Karar No: 2022/1349
Karar Tarihi: 17.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2020/143 Esas 2022/1349 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin incelenen kararında, davalı tarafın davacıya ait senet bedeli üzerinde yaptığı takibin, senedin kısmen ödenmesine rağmen gerçekleştiği iddiasına ilişkin davacının ispat yükünü karşılayamadığı belirtilerek, davacının istinaf başvurusunun esastan reddedildiği ve istinaf harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İncelenen kararın Mahkemesi Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi olup, davacı tarafın Menfi Tespit istemiyle açtığı davanın reddedilmesine karar verildiği ve davacı vekilinin istinaf başvurusu sonucunda dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi tarafından incelendiği ifade edilmektedir.
Kararın gerekçesi, davacı tarafın senet bedelinin kısmen ödendiği ancak takibe konu edildiği iddiasının usulüne uygun delillerle kanıtlanmadığı şeklindedir. İşbu nedenle dava reddedilmiş ve istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.
Kararda, incelenen kanun maddeleri olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352., 353/1-b.1., 361
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
ESAS NO : 2020/143 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1349
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
ESAS-KARAR NO : 2018/387 E 2019/727 K
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; Müvekili aleyhinde davalının 180.000,00 TL üzerinde takibe konu ettiği 191.300,00TL bedelli senetten dolayı 20.300,00TL dışındaki bedelin ödediğini, ödemeleri elden yaptığını ve yazılı bir belge almadığını, ancak karşı tarafın gönderdiği mektuplarda bu ödemelerin kabulüne ilişkin beyanlarının bulunduğunu, bu mektupların yazılı delil başlangıcı nitelikte olduğunu ve ödemeye ilişkin tanıklarının bulunduğunu belirterek, icra dosyasında söz konusu ödemeler çıktıktan sonra 20.300,00 TL ana para borcunun kaldığını , bunun dışındaki ana para ve ferilere ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhinde %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; takip dayanağının kambiyo senedi olduğunu, davacının tanık dinletilmesi talebini kabul etmediklerini, davanın yazılı delile ıspatı gerektiğini, delil olarak dayandığı taraflar ve davacının oğlu arasındaki mektupların delil olamayacağını çünkü tarihin olmadığını ve bahsedilen konuların belirsiz olduğunu ve bunların delil olarak kullanılmasına muvafakatlarının olmadığını, tarafların kardeş olduklarını, müvekkilinin davayıca verdiği borç karşılığında davacının istemesi üzerine söz konusu senedin, davacının bir kısım ödemeleri düşüldükten sonra kalan borç tutarı olan 191.300,00 TL üzerinde düzenlendiğini, yani davacının bahsettiği ödemeler yapıldıktan sonra kalan miktar için ve kalan miktar üzerinde düzenlendiğini, bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; tüm dosya kapsamı doğrultusunda, davalının davacıya ve davacı oğluna yazdığı mektupların içeriği, mektupların tarihsiz oluşu, içeriğindeki yazılarda açık ve net bir şekilde takip konusu senede atfın bulunmaması, davalının yeğenine hitaplı mektupta bahsettiği 87.000 TL lik ödemenin davaya ve takibe konu senet tanziminden önceki döneme mi, yoksa sonrası döneme mi ilişkin olduğunun kesin olarak anlaşılmaması , davalının bu ödemenin aralarındaki borç alacak ilişkisine dayalı olarak verildiği ve bu ödeme düştükten sonra senedin düzenlendiği, senedin düzenlenmesinden sonra ve de takibe konmasından sonra yapılan herhangi bir ödemenin olmadığı yönündeki beyanı ile tanık beyanlarında ödemelerin miktarı ve tarihlerine ilişkin net bilgilerin yer almadığı, davacının takip konusu senetten dolayı belirttiği şekilde borcu ödediğini ve sadece 20.300,00 TL ana para borcunun kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; dosya arasına delil olarak sunulan mektup içeriğinden senet bedelinin ödendiğinin sabit olduğunu, buna rağmen mükerrer tahsilata çalışıldığını, toplam 171.000,00TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında başka bir senet başka bir borç ilişkisinin bulunmadığını, davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; takibe ve davaya konu senet bedelinin ödendiği iddiasının usulüne uygun delillerle kanıtlanıp kanıtlanamadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK'nun 72.maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı yanca dava konusu senedin bedelinin kısmen ödendiği buna rağmen takibe konu edildiği iddasıyla açılan borçsuzluğun tespiti istemin ilişkindir.
Davacı yanca; dava konusu senedin bedelinin ödendiği buna rağmen takibe konu edildiği iddia edilmiş olup, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilmesi gerekmektedir.
TMK.'nun 6.maddesi gereğince "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür." hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamına sunulan yazılı delillerle davacı yanca kısmen ödeme nedeniyle bedelsizlik olgusu ispat edilememiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına davacının ödeme iddiasını usulüne uygun delillerle ispat edememiş olmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK'nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK'nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan...
e-imzalıdır
Üye...
e-imzalıdır
Üye...
e-imzalıdır
Katip...
e-imzalıdır
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."