Esas No: 2022/19
Karar No: 2022/2694
Karar Tarihi: 17.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/19 Esas 2022/2694 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/19
KARAR NO: 2022/2694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2020/239 E - 2021/748 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekcesinde; müvekkil şirketin davalı ... Denizcilik firmasına ait ... adlı yatta bulunan motorların onarımına ilişkin hizmet verdiğini, hizmet karşılığı olan faturanın davalı tarafça ödenmediği, fatura alacağının tahsili için İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü ... Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, dosya borçlunun bu icra takibine herhangi bir borcu olmadığından bahisle borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu; borcun varlığı açısından davalıya sunulan hizmet ile ilgili iş emriyle sabit olduğunu ve ticari defterlerin incelenmesi halinde bu durumun ortaya çıkacağını, faiz açısından söz konusu işlemin tacirler arasından gerçekleştiğinden avans faizi isteme hakkının bulunduğunu beyanla , davalı borçlunun haksız itirazının iptalini, yapılan itirazın haksız olmasından dolayı %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve alacağı teminat altına almak amacıyla ihtiyacı haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açtığını; davacı tarafından ... adlı yata verilen onarım hizmetinden doğan borçtan, yatın müvekkili şirkete ait olmadığından sorumlu olamayacağı; müvekkil şirketin Türkiye' ye girerken transit log belgesinde acente gözüktüğü için sorumlu tutulmaya çalışıldığını, hizmeti alan yabancı geminin Türkiye' den ayrıldığını, davacının bu yüzden taraflarına yöneldiğini, davacının müvekkile fatura kesmesinin tek başına alacaklı olduğunu ispat etmeyeceğini, borcunun olmadığını, açıklanan sebeplerle davanın reddi ile birlikte kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İstinaf konusu karar ; İlk Derece Mahkemesi' nce; davanın KABULÜ ile davacı tarafın İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına ilişkin itirazın iptali isteminin KABULÜNE; " şeklinde karar vermiştir. İstinaf Başvurusu : karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle ; davacı tarafından itirazın iptalinin 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını; icra takibine itirazın dosya alacaklısına tebliğ edilmediğinin varsayımda dahi davanın arabulucuya başvurmasından itibaren 1 sene 4 gün sonra açıldığını, müvekkilinin davacı şirkete borcu olmadığını, ... adlı yata verilen onarım hizmetinden doğan borçtan, yatın müvekkil şirkete ait olmadığından sorumlu olamayacağı; müvekkil şirketin Türkiye' ye girerken transit log belgesinde acente gözüktüğü için sorumlu tutulmaya çalışıldığını, faturanın alacağın ispat için yeterli olmadığını, bu sebeple ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK' nın 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına talebine ilişkindir. İtirazın iptali davası, borçlunun itirazıyla duran takibin devamının sağlanması için alacaklı tarafından takibe itiraz eden borçluya karşı açılan ve genel hükümlere göre görülen bir eda davasıdır. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. ( İİK 67 ) Dava dayanağı takip dosyasında ; davacı tarafça davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı, usulüne uygun tebliğ edilen ödeme emrine davalı tarafça itiraz edildiği ve davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı görülmüş ( takip borçlusunun itirazı davacıya tebliğ edilmediğinden süre başlamamıştır. ), bu yönüyle dava şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalı vekili itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını belirtmiş ise de İİK 67/2 ye göre "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." denilmektedir. Hükümde açıkça görüleceği üzere itirazın iptali davası açılması öngörülmüş 1 yıllık süre itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren öngörülmüştür. İtirazın tebliğ edilmesi dışında herhangi bir şekilde alacaklının itirazı öğrenmesi durumunda bu bir yıllık süre başlamayacaktır. Bu haliyle davalı vekilinin hak düşürücü süre yönünden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. 6102 sayılı TTK m.4/f.2' deki düzenlemeye göre ticari davalarda deliller ve bunların sunulması Hukuk Usulü Kanunu' na tabidir. İtirazın iptaline konu icra takibine dayanak alacağın sebebi herhangi bir hukuki ilişki olmakla beraber bu hukuki ilişki ve alacağın dayanağının ispatı kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir ( HMK 190 ). Somut olayda davacı taraf icra takibine konu alacağın sebebinin davalı tarafa sunduğu onarım hizmetinin karşılığı olduğunu belirtmiş, alacağın ispatı yönünden ise itiraz edilmeyen fatura ve ticari defterlerini delil olarak göstermiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; fatura tek başına alacağın varlığına delil olmaz ve yine davalının da söz konusu faturaların altında yer alan teslim alan kısmında imzası bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/7253, K. 2021/12178, T. 29.11.2021 ) Pek tabi tarafların ticari defter tutmakla yükümlü kimseler olması halinde HMK 222. Maddesinde belirtilen ticari defterlerde uyuşmazlıkta delil (kesin) olarak değerlendirilecektir. HMK' nın 222. Maddesinin 2. ve 3. Bentlerinde : "(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. " denilmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve Yargıtay'ın yerleşik hale gelmiş emsal kararlarına göre; faturayı alan tarafın söz konusu faturayı ticari defterlere ve muhasebe kayıtlarına işlemesi faturayı düzenleyen tarafın alacağının varlığına ilişkin olarak lehine delil teşkil eder. Prof. Dr. ... tarafından düzenlenen 07.03.2021 tarihli bilirkişi raporu' nda icra takibine konu faturanın her iki tarafın ticari işletme kayıtlarında da yer aldığı belirtilmiştir. Defter kayıtlarının aksi senet veya diğer kesin delillerle ispat edilmemiş olduğundan sahibi lehine delil olarak değerlendirilecektir. Bilirkişi raporu denetime elverişli olmakla birlikte hükme esas teşkil edebilecek niteliktedir. Bu haliyle davalı tarafın icra takibine konu faturadan kaynaklı borcu olmadığı yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir. Ancak ,dava yabancı para cinsinden alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali olmakla İİK 67/2. Madde uyarınca hükmedilecek icra inkar tazminatının ,takip konusu yabancı paranın T.C. Merkez Bankasının takip tarihindeki döviz kurlarına göre belirlenecek Türk Lirası karşılığı tesbit edilip bu miktar üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekeceğinden ve bu husus kamu düzenine ilişkin olmakla resen değerlendirilerek, davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak , yeniden esas hakkında; 1-Davacının davasının KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasında davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD-Amerikan Doları cinsi döviz için açılmış 1 yıl vadeli Mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle aynı koşullarda aynen devamına, 2-Kabul edilen asıl alacağın (takip tarihindeki kur üzerinden 8.616.55 Tl ) %20'si oranında 1.723,31 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.309,18 TL karar ve ilam harcından 284,22 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.024,96 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yatırılan 338,62 TL harç ile 850,00 TL bilirkişi ücreti ve 54,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 904,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafça sarfedilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine, 8-Arabuluculuk aşamasında yapılan ve Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 6831 sayılı Kanuna göre davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, 9-İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.