3. Hukuk Dairesi 2017/5367 E. , 2019/2382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarafların kardeş olduklarını, 01.01.2010 tarihli protokolün 3. maddesine göre; ... 3. Bölge, ...... Köyü ...... Pafta, 685 Ada, 10 Parsel No"da kayıtlı bulunan 777m2’lik arsa ve üzerindeki binanın ... adına olan %25, ... adına olan %25, ...... adına olan %25, 30.03.2010 tarihine kadar ...’e devredileceği, ...’de kalan %50 hisse oranını ...... hissesini ...’e devrettikten sonra ...’de olan hissesini devir alabileceğini, 01.01.2010 tarihinden itibaren bu adreste bulunan ...’ün 2 katı kullanacağı, buna karşılık ...’e 3.000 TL aylık kira ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalının sözleşme edimini yerine getirmemesi üzerine aleyhine icra takibi başlattığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek takibe itiraz eden borçlunun itirazının iptali ile itirazın kötü niyetli olarak yapılması nedeniyle %20"den az olmamak üzere davalının tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; ortada hukuken geçerli bir kira akdi ya da sair bir sözleşme bulunmadığını, 01.01.2010 tarihli olduğu ileri sürülen protokolün, adı geçen tüm taraflarca imzalanmadığını ve hiçbir zaman yürürlük kazanmadığını, söz konusu protokol nedeniyle kendisinin davacıya herhangi bir kira ya da başkaca bir borcu olmadığını, protokolde, tüm tarafların birbirlerine bir takım tapu devirleri ve mal varlığı devirleri taahhüt ettiklerini, buna rağmen adi yazılı şekilde yapıldığını, 3. maddede kendisi tarafından davacıya ödeneceği yazılı olan kira paralarının, söz konusu metnin tamamında yer alan taahhütlerin bir karşılığı olarak yazıldığını, şartlı ödeme taahhütleri olduğunu, davacı dâhil kimsenin karşılıklı taahhütlerini yerine getirmediğini, kendisinin hiç kullanmadığı, kiracı sıfatıyla bulunmadığı yerin kirasının talep olunduğunu savunarak davanın tümden reddine, davacının takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ... 2. Icra Müdürlüğünün 2014/1500 E. sayılı dosyasına ileri sürülen itirazın kısmen iptaline, takibin 66.000 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK 67.maddesi uyarınca asıl alacak olan 66.000 TL’nin %20"si olan 13.200 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kiralamaya ilişkin protokolde kiranın aylık 3.000 TL olduğu belirlenmekle beraber (birer aylık sürelerde mi yoksa senelik ya da daha farklı bir şekilde mi) bu kiranın ne zaman ödeneceğine dair bir açıklık bulunmadığı göz önüne alındığında, davalının temerrüt tarihi belirlenemediğinden temerrüt faizi ile ilgili talep yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm; taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafın temerrüt faizi yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Temerrüt (gecikme) faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı süresince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını ve miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödediği ve miktarı yasalarla belirlenmiş asgari, maktu bir tazminattır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.6.1997 gün ve 1997/11-278 - 529 sayılı ilamı). 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/2 maddesi hükmü gereği(6098 sayılı TBK"nun 117.maddesi) borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.
6098 sayılı TBK"nun 314.maddesine göre “kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça, kira bedelini her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür.”
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan protokolde; davalının 01.01.2010 tarihinden itibaren 3.000 TL AYLIK kira bedeli ödeyeceği kararlaştırılmıştır. 6098 sayılı TBK"nun yukarıda anılan 314.maddesine göre; davalının her ayın sonunda temerrüde düşeceği kabul edilmelidir.
O halde mahkemece; BK.nun 101/2 (TBK.nun 117) maddesi uyarınca bu edimin ifası yönünden borçlunun ayrıca ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek bulunmadığından kira bedellerinin her ayın sonundan itibaren hesaplanacak faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile temerrüt faizi ile ilgili talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.