Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12975
Karar No: 2022/148
Karar Tarihi: 12.01.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/12975 Esas 2022/148 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/12975 E.  ,  2022/148 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi

    Davacı, asıl ve birleşen dava dilekçelerinde kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, ücret ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacı vekili süresi içinde temyiz yoluna başvurmuştur.
    Dairemizin 15.03.2021 tarihli ve 2020/4899 esas, 2021/6177 karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
    Dairemizin 01.07.2021 tarihli ve 2021/6943 esas, 2021/11358 karar sayılı kararı ile davacının maddi hatanın düzeltilmesi talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekili 01.09.2021 tarihli dilekçesi ile yeniden kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
    Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtay'ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

    Somut uyuşmazlık bakımından, her ne kadar İlk Derece Mahkemelerince davacının 13.10.2011-02.11.2014 tarihleri arasındaki çalışması yönünden davalının sorumluluğunun bulunmadığının kabulü isabetli ise de 04.03.2008-12.03.2011 tarihleri arasındaki çalışması yönünden yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz olduğu, temyiz ve maddi hatanın düzeltilmesi incelemesi sırasında bu hususun gözden kaçırıldığı ve Dairemizin 15.03.2021 tarihli onama kararı ile 01.07.2021 tarihli ret kararlarının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmalarına karar verildi.
    Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı Kurumdan emekli olduktan sonra asıl işveren ... Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü olmak üzere, ... İnşaat Tic. A.Ş’ nin alt işveren olarak faaliyette bulunduğu işyerine bağlı olarak 21.10.2011 ve 13.10.2011 tarihlerinde Üzülmez ve Kozlu işyerlerinde çalışmaya başladığını, Üzülmez işyerinde 30.06.2013 tarihinde sona eren çalışmasının Kozlu işyerinde tam zamanlı olarak devam ettiğini, iş sözleşmesinin 02.11.2014 tarihinde haksız ve ihbarsız şekilde feshedildiğini, son ücretinin 7.000,00 TL olduğunu, davacının Üzülmez işyerindeki çalışmaları sebebiyle 2013 yılı Nisan- Mayıs aylarına ait ücretleri ile 2014 yılı Ağustos-Eylül-Ekim ayı ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davacı vekili birleşen ... 2. İş Mahkemesinin 2016/881 esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, asıl işveren TTK Genel Müdürlüğü olmak üzere, ... İnşaat Tic. A.Ş’ nin alt işveren olarak faaliyette bulunduğu işyerine bağlı olarak 04.03.2008- 02.11.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, ücretinin şartnamede kararlaştırılan ücret üzerinden ödenmediğini, 2011 yılı Ocak-Şubat-Mart aylarına ait ücretlerin de ödenmediğini ve iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, ücret ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkilinin işçisi olmadığını, müvekkili ile ... İnş. ve Tic. A.Ş. arasında yapım işi ihalesi sözleşmesi bulunduğunu, işin tamamının anahtar teslim olarak anılan şirkete verildiğini, müvekkilinin ihale makamı konumunda olup işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını, davacının iddia ve taleplerinde haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara dayanılarak davacının üst düzey yönetici olduğu, davacının sadece TTK Genel Müdürlüğünden sözleşmeyle alınan iş kapsamında çalıştığına ilişkin Mahkemede kanaat oluşmadığından, davalı ... ile dava dışı ... İnşaat A.Ş. arasında alt işveren asıl işveren hukuki ilişkisi bulunmadığı ve davacının işçilik alacaklarından davalı ... Müdürlüğünün sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.





    İstinaf Başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacının görevi itibariyle alt işveren ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında ve münhasıran davalıya ait işlerde çalıştırılmadığı, münhasırlık şartının somut olayda oluşmadığı, davalı ile dava dışı ... İnş. ve Tic. A.Ş. arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin oluşmadığı ve İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ... ile davalı ... İnşaat ve Ticaret A.Ş. arasındaki asıl- alt işveren ilişkisinin kurulup kurulmadığı, kurulmuşsa ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının sadece davalıdan alınan bu işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı, buna bağlı olarak da talep edilen alacaklardan davalı ... Müdürlüğünün sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Davacı işçi birleşen dava dilekçesinde, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasında bulunarak, davacının baştan itibaren Kurumun işçisi olarak değerlendirilmesini, tazminat ve işçilik alacaklarının da buna göre hesaplanmasını talep etmiştir.
    Alt işveren; bir iş yerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren alanlarda iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini, sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımlamalara göre asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekmektedir.
    Alt işverene yardımcı işin verilmesinde bir sınırlama olmasa da, asıl işin bir bölümünün teknolojik uzmanlık gerektirmesi zorunludur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde, asıl işveren alt işveren ilişkisinin sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada bulunması şarttır. Kanun’un 2. maddesinin altıncı ve yedinci fıkralarında “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu gerekliliği ortaya koymaktadır. Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 11. maddesinde de yukarıdaki anlatımlara paralel biçimde, asıl işin bir bölümünün alt işverene verilebilmesi için “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir.

    Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır. İşçiler sadece asıl işverene ait işyerinde değil de, farklı işverenlere ait çeşitli işyerlerinde çalışıyorlarsa, asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz edilemez. Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.
    İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla İş Kanunu'nun 2. maddesinde bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Muvazaa Borçlar Kanununda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bundan başka İş Kanunu'nun 2. maddesinin yedinci fıkrasında sözü edilen hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanunî karineler olduğu kabul edilmelidir.
    Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 23. maddesi ile 04.06.1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu’nun ek 1. maddesi 26.05.2004 tarihli 5177 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve “Sınırları Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen ... Kömür Havzasındaki taşkömürlerini işletmeye ve hukuku uhdesinde kalmak şartıyla işlettirmeye ... Kurumu yetkilidir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
    Davalı ... Kurumunun 11.12.1984 tarihli ve 18602 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ana Statüsü’nün “... Kurumunun amaç ve faaliyet konuları” başlıklı 4. maddesinde, “Taşkömürü üretiminin gerçekleştirilmesi için gerekli her türlü yeraltı ve yerüstü sosyal ve sınai tesislerini kurmak, işletmek veya işlettirmek,” hükümlerine yer verilmiş, 05.03.2020 tarihli 31059 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan en son yenilenen ... Kurumu Ana Statüsü’nde de Kurumun faaliyet alanı ve görevleri aynı şekilde düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, dava dışı ... İnş. Tic. A.Ş. cevabi yazısında, davacının yaptığı işin ... il sınırları içindeki faaliyetlerinin firma genel merkezi ile idari yönden koordinasyonunu sağlamak, ünvanının genel koordinatör, yönetim şemasındaki yerinin de idari birimler tarafında olduğunu belirtmiş; ayrıca 04.03.2008-12.03.2011 tarihleri arasında proje sorumlusu olarak çalıştığını, 13.10.2011-02.11.2014 tarihleri arasında ise yer üstü bürokratik işlemlerinin TTK Genel Müdürlüğü, SGK ... İl Müdürlüğü ve Çalışma Bakanlığı ... İl Müdürlüğü ve diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde takip edip sonuçlandırmaktan ve personel işlerinin takibinden sorumlu genel koordinatör olarak çalıştığını bildirmiştir.
    Derece Mahkemelerince davacının 13.10.2011-02.11.2014 tarihleri arasındaki çalışmasının münhasıran davalı ... Müdürlüğünden alınan işler kapsamında olmadığı ve dolayısıyla davacının bu tarihler arasındaki çalışmasından davalının sorumluluğunun bulunmadığının kabulü isabetli ve dosya kapsamına uygundur. Ancak, birleşen dava dilekçesinde talep edilen 04.03.2008-12.10.2011 tarihleri arasındaki çalışması yönünden davacının proje sorumlusu olarak çalıştığı belirtilmiş olmakla bu dönemdeki çalışmasının münhasıran davalıdan alınan iş kapsamında olup olmadığı hususu yeterince aydınlatılmamıştır.
    İlk Derece Mahkemece yapılacak iş, 04.03.2008-12.10.2011 tarihleri arasındaki döneme ait davalı ... Kurumu ile ... İnş. Tic. A.Ş. arasındaki sözleşme ve şartnamelerde verilen işin ne olduğu, davacının çalışmasının münhasıran bu işe ilişkin olup olmadığı ve asıl iş veya yardımcı iş olup olmadığının belirlenmesi olmalıdır. Gerekirse tanıklar yeniden dinlenmeli ve yine gerektiği taktirde konunun uzmanı teknik bilirkişi marifetiyle işyerinde keşif icra olunmalıdır.


    Verilen işin asıl iş olması halinde, İş Kanunu’nun 2. maddesi ile birlikte Maden Kanunu’nun ek 1. maddesi ile dayanağının ilgili Kanundan alan ... Kurumu Ana Statüsü’nün 4. maddesi hükümleri birlikte değerlendirilmeli, özellikle “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren iş” kavramı yönünden ... İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile davalı Kurumun teknolojilerin karşılaştırılması ile sonuca gidilmemelidir. Başka bir anlatımla ... İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin teknolojisinin davalı Kurumun teknolojisinden daha düşük olması tek başına bir kriter olarak dikkate alınmamalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesinde, alt işverene ait teknoloji kullanımının mutlaka daha yüksek kapasiteye sahip olması gerekmediği düşünülmelidir. Alt işverenin belli bir alanda uzmanlaşması ve bu alanda yeterli bir teknolojiye sahip olması halinde işletmenin ve işin gereği olarak asıl için bir bölümünün alt işverene bırakılabileceği kabul edilmelidir.
    Verilen işin asıl iş/yardımcı iş olup olmadığı, asıl iş ise mevzuat hükümlerine göre yapılması gereken değerlendirmeden başka, davacı işçinin sözleşme ve şartnamelerle tanımlanan iş kapsamında çalışıp çalışmadığı ve davacının çalışmasının münhasıran bu işe ilişkin olup olmadığı, davacının çalıştığı sahada davalı Kurumun davacı ile aynı işi yapan işçisi bulunup bulunmadığı tespit edilerek dava konusu tazminat ve alacak taleplerinden davalının sorumlu olup olmadığı yeniden değerlendirilmeli; davacının çalışmasının münhasıran sözleşme ve şartnamelerde tanımlanan işe yönelik olmadığının tespiti halinde şimdiki gibi dava reddedilmelidir.
    Yukarıda açıklanan sebeplerle, davacının 04.03.2008-12.10.2011 tarihleri arasındaki çalışması yönünden eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç :
    Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi