4. Ceza Dairesi 2016/15345 E. , 2016/14470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen konut dokunulmazlığının ihlali eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Hakkında hükmün açıklanması geri bırakılan ve CMK’nın 231/8. maddesinde üç bent halinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumu değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, denetim süresi için kasıtlı suç işleyen sanık hakkında hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmiş ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Tehdit eyleminden kurulan hükme yönelik temyize gelince,
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a-Sanığın, katılan....’e söylediği kabul edilen “seninle görüşeceğiz” ve “sana bunun hesabını soracağım, seni ..."den süreceğim, seni burada yaşatmayacağım” şeklindeki sözler, olayın gelişimine göre bir bütün olarak değerlendirilerek zincirleme şekilde TCK’nın 106/1-2.cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilip tartışılmadan, anılan maddenin birinci cümlesi uyarınca hüküm kurulması,
b-Hakkında hükmün açıklanması geri bırakılan ve CMK’nın 231/8. maddesinde üç bent halinde sayılan denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumu değerlendirilip, aynı maddenin 11. fıkrasına göre cezanın bir kısmının infaz edilmemesine, hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine ilişkin yeni bir hüküm kurulması mümkün ise de, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden, denetim süresi için kasıtlı suç işleyen sanık hakkında hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.