Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3782 Esas 2015/5123 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3782
Karar No: 2015/5123
Karar Tarihi: 14.10.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3782 Esas 2015/5123 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, uzun yıllar arkadaşı olan katılanın güvenini kötüye kullanarak, katılana kendi adına olmayan gayrimenkulleri satabileceğini söyleyerek toplam 50.400 TL para aldı. Ancak tapu kayıtları incelendiğinde, sanığın bahsettiği gayrimenkullerin kendisine ait olmadığı ortaya çıktı. Sanık, dolandırıcılık suçunu işlemiş olduğu gerekçesiyle mahkum edildi. Dosya incelendiğinde, mahkumiyet kararının isabetsizlik göstermediği ve cezanın belirlenmesinde takdir hakkının kullanıldığı kabul edildi. Ancak, mahkeme kararı, sanığın hak yoksunluğuna hükmedilmeden ve ceza miktarı hükümlerinde çelişki yaratılarak verildiği için bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- TCK 61. madde: Belirlenen ceza miktarı
- TCK 62. madde: Takdiri indirim nedenleri
- TCK 51. madde: Ertelenen hükümler
23. Ceza Dairesi         2015/3782 E.  ,  2015/5123 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ile katılanın uzun yıllardır arkadaş ve meslektaş oldukları, katılanın ... ili sınırları içerisinde gayrimenkul alıp yatırım yapmak istediğini öğrenen sanığın katılana ... beldesinde kendi adına özel parselasyonu yapılmış gayrimenkul olduğunu, kendisinin satmak istediğini söyleyerek katılana uygun fiyatla satabileceği teklifinde bulunduğu, katılanın da aralarındaki dostluktan kaynaklanan güven ilişkisine dayanarak herhangi bir araştırma yapmadan satın almayı kabul ederek sanığa iki parsel karşılığı 19.09.2007 ile 13.12.2007 tarihleri arasında beş kez banka yoluyla olmak üzere toplam 50.400 TL para gönderdiği, 04.10.2007 tarihinde düzenlenen devir sözleşmesiyle de sanığın ... beldesinde bulunan 202 ada 4-5 nolu parsellerin katılana devrini taahhüt edip bedelini tamamen aldığını kabul etmesine rağmen çeşitli bahanelerle katılanı oyaladığı, bir süre sonra ise katılanın sanığa ulaşamaması üzerine tapu kayıtlarından yaptığı araştırma ile söz konusu yerlerin sanığa ait olmadığını tespit ettiği, bu şekilde sanığın hileli hareketlerle menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda; sanık, tanık ve katılan beyanları, ödeme dekontları, tapu kayıtları, devir sözleşmesi ile tüm dosya kapsamına, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin mahkumiyet kararına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, TCK"nın 61. maddesine göre belirlenen ceza miktarı ile aynı Kanun"un 62. maddesine göre belirlenen takdiri indirim nedenlerinin hak ve nesafet ölçülerini aşmayacak şekilde hakimin takdir hakkı kapsamında olması ve sanık hakkında bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmasına dayanan yeterli gerekçeyle aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince erteleme hükümlerinin uygulanmasında hata bulunmaması karşısında tebliğnamedeki (3), (4) ve (5) nolu bozma isteyen düşüncelere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Katılan tarafından sanığa gönderilen toplam 50.400 TL paranın, devri konusunda anlaşılan gayrimenkulün bedeli olduğu, sanığın katılana karşı tek bir hileli hareketi sonucunda bu parayı vermeye ikna ettiği, paranın farklı tarihlerde verilmiş olmasının zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için yeterli olmadığı gözetilmeyerek, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi hükümleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
2- Temel ceza belirlenirken takdiren ve teşdiden denilmesine rağmen hapis cezası alt sınırdan tayin edilip, aynı gerekçeyle adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye neden olunması,
Kabule göre de;
Sanığın mahkum olduğu hapis cezası uzun süreli olmasına rağmen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.