20. Hukuk Dairesi 2017/394 E. , 2019/5225 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi vekili 16/11/2009 hâkim havale tarihli dilekçe ile ..... 576 parsel sayılı taşınmazın, vekil edenler adına tapuda kayıtlı olduğunu, .... Mahkemesinin 2006/109 E. - 2007/295 K. sayılı kararı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle 1309,41.-m²"lik kısmının tapusunun iptal edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep etmiş, 11/10/2016 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talep miktarını 27.419,05 TL’ye artırmış
Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hükmün davacı gerçek kişiler vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/01/2016 gün ve 2015/2409 E. - 2016/621K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... köyü 576 parsel sayılı 4560 m² yüzölçümündeki taşınmazın yapılan tapulama sırasında çapa bağlanarak kişiler adına tespit edildiği, tapu sicilinde davacılar adına kayıtlı iken Hazine tarafından açılan tapu iptal davasında .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2007 gün ve 2006/109 E. - 2007/295 K. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilerek, taşınmazın 1309,41 m²"lik kısmının tapusunun iptaliyle tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden de geçerek 11/11/2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında, kişilerin malvarlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece, Devletin memuruna rücu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacılara ait tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle kısmen iptal edildiği, her ne kadar kıyıların özel mülkiyete konu olması mümkün değil ise de genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek, tapu kütüğünün gerçek kişiler adına oluşturulduğu, daha sonra satış yoluyla davacılara intikal ettiği, tapunun kısmen iptal edilmesinde TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların zararının tazmininin gerektiği kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 41. ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu ile ilgisi bulunmadığından, aynı Kanunun 72. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 66. maddesi) zamanaşımı kurallarının uygulanma imkanı olmadığı gibi, TMK"nın 1007. maddesine dayanılarak açılan davalar için de, ayrıca zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu itibarla, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. maddesindeki (818 sayılı Kanunun 125. maddesi) 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması esas olup, iş bu dava da tapu iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığından, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi, doğru görülmemiştir." hususlarına değinilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılma sonucu; Davanın kabulü ile; 27.419,05 TL tazminatın davalıdan alınarak, 27/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda belirtilen hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 06/05/2016 tarih ve 2015/1 Esas - 2016/1 sayılı kararı ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK’nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.
Buna göre, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Somut olayda; davacı dava dilekçesi ile 8.000,00 TL tazminat talep etmiş, 11/10/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 27.419,05- TL’ye artırmış ise de; ıslah tarihinden evvel verilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20/01/2016 tarihli kararı ile bozulmuştur. Bu nedenle, davacının dava dilekçesinde talep ettiği tazminat miktarı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile Yargıtay bozma ilamından sonra yaptığı ıslah talebi dikkate alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 26/09/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.