Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Beypazarı Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/233 E. 2000/2 K. Sayılı ve 04.02.2000 tarihli ortaklığın satış suretiyle giderilmesi hükmü gereğince satış memurluğunca 19.01.2004 tarihinde yapılan ihalenin feshi istenmektedir. 477 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olan davacının mirasçısı E.Ü.C. 19.10.1999 tarihinde vefat etmiş olup bu ortaklığın giderilmesi ilamı bu kıymet takdiri raporu ve satış ilamı tebligatı E.Ü. C.vekili avukat S. K.’a tebliğ edilmiştir. Dairemizin10.03.2005 tarihli bozma ilamında belirtildiği üzere ölümle vekalet sona ereceğinden vekile yapılan tebligatlar ile satışın gerçekleştirilmesi doğru değildir. Mirasçının anılan vekile vekalet vermediği gibi yaptığı işlere icazet göstermediği şikayetçinin Sulh Hukuk Mahkemesine yaptığı bu başvurudan da anlaşılmaktadır. Taşınmaz hissedarı E.Ü. C. mirasçıları olan şikayetçiye satışla ilgili tebligatların yapılması tek başına ihalenin feshi nedeni olup süresiz şikayete tabidir. Mahkemece dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde bozma doğrultusunda yukarıda yazılı ilkeler uyarınca ihalenin feshine karar verilmelidir. İhalenin feshi kararı yalnız ihalenin feshini istemiş olan için değil diğer bütün ilgililer içinde sonuç doğurur. İhalenin feshi kararının kesinleşmesi ile alıcının ihale ile iktisap ettiği mülkiyet hakkı geçmişe etkili olarak son bulur ve hissedarlara geri döner. (Baki Kuru İcra İflas Hukuku El Kitabı S. 622) ihale konusu taşınmazın alacaklı adına tescilinin yapılması ve ihale bedelinin hissedarlara dağıtılması da kazanılmış hak oluşturmaz. Bu nedenle mahkemece ihalenin tüm taşınmazı kapsayacak şekilde fesih yerine sadece “şikayetçinin mirasçısı E. Ü. C.’nun hissesi yönünden feshine bu hissenin davalılar adına tapuda tescilinin iptali ile E. Ü. C.adına kayıt ve tesciline” şeklinde hüküm tesis etmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ  : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.