Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/869
Karar No: 2020/4207
Karar Tarihi: 01.07.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/869 Esas 2020/4207 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemiş ve mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Temyiz isteği üzerine yapılan incelemede, davanın reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Gerekçe olarak, somut olayda tevkif edilen Bağ-Kur priminin Kurum hesabına intikal etmemesi nedeniyle tescil işlemi yapılamayacağı belirtilmiştir. Kanunen, Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu olduğu ve sigortalı olmanın hak ve yükümlülüklerinden vazgeçilemeyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca, sigortalıların kayıt ve tescillerini yaptırmak zorunda oldukları ve üç ay içinde başvurmamaları halinde Kurum tarafından re'sen tescil işlemi yapılacağı hatırlatılmıştır. Bunun yanı sıra, prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilebileceği ve kurum hesaplarına intikal etmesi durumunda kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koymuş sayılacaklarına dikkat çekilmiştir. Kanunen, kayıt ve tescil işlemlerinde belirli kayıtların esas alınacağı da belirtilmiştir. 2926 sayılı Kanun'un 2. ve 3. maddeleri açıklandıktan sonra,
10. Hukuk Dairesi         2020/869 E.  ,  2020/4207 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    01.08.2001 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılık tescili bulunan davacı, teslim edilen ürün bedellerinden yapılan prim tevkifatı ve devam eden tarımsal faaliyetine istinaden 01.04.1994 - 01.08.2001 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, uyulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bozma ilamı çerçevesinde yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile; davacının, 01.05.1994 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunun 2’nci ve 3’üncü maddeleri uyarınca; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetlerde bulunanlardan Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmayanlar 2926 sayılı Kanun kapsamına alınmış, 3’üncü maddesinde “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar”; “Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak tanımlanmıştır.
    Buna göre; Tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9’uncu maddeye göre bu kanun kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Kanunun 36’ncı maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2’nci madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.
    Sigortalı sayılanların Kanunun 7’nci maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanuna göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca resen yapılarak, Kanunun 5’inci maddesi hükmü ile tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, öngörülen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.
    Diğer yandan, 2926 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, ... Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi durumundadır.
    2926 sayılı Kanun"un uygulamasına ilişkin 26.03.1994 tarihli 4 nolu tebliğin “D” bendinde; çiftçilerin, Bağ-Kur primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin, kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Aynı tebliğin “F” bendinde ise çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla, tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı belirtilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2010 gün, 10-308-420 sayılı ilamı).
    1-Somut olayda, davacının Ziraat odası kaydı 18.07.2001 tarihinden başlamakta ise de; 17.05.1974 - 27.03.2000 tarihleri arasında tarım kredi kooperatifi kaydı ve bulunmaktadır. Tapu kayıtları, özel kuruluşlara ürün teslim tutanaklarından, tarımsal faaliyetinin kesintiye uğramadan halen devam ettiği ve teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifat yolu ile prim kesintisi yapıldığı belirgindir. Ne var ki, davacının ürettiği sebze ve meyve ürününü, dava dışı özel kişilere tesliminden dolayı davacı adına tevkifat yoluyla kesilen Bağ-Kur priminin, Kurum hesabına intikal etmediği anlaşıldığından; 2926 sayılı Kanun kapsamında tesciline esas olamayacağı nazara alınmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte; şeker fabrikaları, tekel ve süt ürünlerinden başka kurum ve kuruluşlara tevkifat yapılıp yapılmadığı da belirlendikten sonra, şayet başkaca tevkifat bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde mevcut tevkifatın da Kurum hesabına intikal etmediğinin anlaşılması karşısında davanın reddi gerektiği hususu gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Kabule göre; HUMK. nun 388 ve 389’uncu maddeleri uyarınca taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların birer birer, şüphe ve tereddüde mahal bırakmayacak şekilde hüküm fıkrasında gösterilmesi zorunludur. Bu bakımdan; inceleme konusu dava yönünden tespite konu sigortalılık süresi sonunun hükümde gösterilmemesi infazda tereddüde neden olabileceğinden isabetsizdir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi