23. Hukuk Dairesi 2015/8210 E. , 2017/1894 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 01.07.2015 gün ve 2015/4958 Esas, 2015/5085 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ve müdahil ... vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili şirketin tekstil alanında faaliyet gösterdiğini, piyasadaki ekonomik kriz nedeniyle borçlarını ödeyemediğini, şirketin borca batık durumda olduğunu, iyileştirme projesinin uygulanmasıyla birlikte borçların bir-iki yıl içinde ödenebileceğini ileri sürerek, müvekkili hakkında iki yıl süreyle iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile hüküm tarihinden itibaren bir yıl süreyle davacı şirketin iflasının ertelenmesine dair verilen karar, müdahil ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 01.04.2013 tarih ve 710 E., 2052 K. sayılı ilamıyla, bilirkişi raporlarında iflas erteleme talebinde bulunan şirketin kaydi değerlere göre oluşturulan bilançosuna göre borca batık olduğunun belirtildiği, rayiç değerlere göre bilançosu bilirkişilerce hazırlanmadan oluşturulan bilirkişi raporlarına göre davanın kabulüne karar verildiği, karar tarihine kadar geçen yaklaşık üç yıllık sürede eğer borca batık ise borca batıklığın devam edip etmediği, iyileştirme projesindeki hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadığı gibi, bilirkişi raporlarının yetersiz olup somut verilere dayanmadığı, denetime de elverişli bulunmadığı, iflasın ertelenmesine ilişkin talebin İİK’nın 166/2. maddesindeki usul ile mahkeme tarafından yerel gazetede de ilan ve ticaret siciline tescil ettirilmesi gerektiğinden iflasın ertelenmesi talebinin davacı şirket merkezinin bulunduğu yerde yayımlanan yerel gazetede ilanı ile ticaret siciline tescilinin sağlanması, mahkemece borca batıklığın tespiti ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda, konusunda uzman kimselerden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme yaptırılması, yargılama aşamasında ihtiyati tedbir kararı verildiği ve yargılamanın da yaklaşık üç yıl sürdüğü gözetildiğinde, süreç içindeki değişimin de değerlendirildiği bir rapor alınarak, düzenlenen rapora ve periyodik olarak alınacak kayyım raporlarına göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucuna göre; bozma kararında daha önce yaptırılan bilirkişi incelemesinin yeterli olmadığı belirtildiğinden davacı tarafa bozma kararında bahsi geçen belgeleri ibraz etmek üzere 23.10.2013 tarihinde verilen bir aylık kesin sürede davacı tarafın herhangi bir belge sunmadığı anlaşılmış ise de, anılan ara kararın ayrıntılı olmaması nedeniyle belirtilen yaptırımın uygulanamayacağı, bu nedenle davacı tarafa 27.11.2013 tarihinde 2011, 2012 ve 2013 yılına ait bilanço ve gelir tablolarının ibrazı ve bilirkişi ücreti, ilan masrafı, kayyım masrafı ve iflas avansı olmak üzere toplam 6.708,00 TL masrafın karşılanması hususunda verilen kesin sürede hem masrafın karşılanmadığı, hem defterlerin ibraz edilmediği, davacı tarafın delil avansını süresinde karşılamamış olmasının, yapılması gereken bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçmiş olduğu anlamına geldiği, ayrıca masrafın karşılanmasına ilişkin ara karar gereğinin de yerine getirilmediği gerekçesiyle, davasının usulden reddine, tedbir kararının kaldırılmasına dair verilen karar Dairemizin 01.07.2015 tarihli ilamında “ iflasın kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle davacı tarafça yatırılmayan avans ve giderler yönünden HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılarak gerekli masrafların bu şekilde karşılanması, defter, kayıt ve belgelerinin incelenmesi için de davacı şirketin adresinde keşif ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. YHGK"nın 12.12.2012 tarih ve 2012/9-1170 E., 1172 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; öncelikle davanın 6100 sayılı Yasa"nın yürürlüğünden önce açılmış bulunması karşısında, davanın açıldığı sırada yatırılması gereken bir avansın sözkonusu olamayacağı ve hükmün anılan Yasa"nın yürürlüğünden sonra açılacak davalarda sözkonusu olabileceği, esasen 448. madde anlamında da dava açılma işleminin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından, tamamlanmış işlemden sonra yürürlüğe giren Tarife"ye dayalı olarak gider avansının ödenmesi istenmez. Davanın HMK döneminde açılmamış olması, dilekçelerin teati aşaması tamamlanarak, tahkikat aşamasına geçilmiş olması karşısında bu aşamada masrafa gerek olması halinde HMK"nın 324. maddesi uyarınca sonuca gidilmesi gerekmektedir. Mahkemece, delil avansı nitelendirilmesi yapıldığı halde, gider avansının yatırılmasına ilişkin dava şartı eksikliği halinde verilmesi gereken davanın usulden reddine kararı verilmesi isabetli görülmemiştir.” gerekçesiyle bozmuştur.
Davacı ve müdahil ... vekillerince karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve müdahil ... vekillerinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80"er TL harç ve takdiren 275,00"er TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 21.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.