Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/1662 Esas 2019/9756 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1662
Karar No: 2019/9756
Karar Tarihi: 07.05.2019

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/1662 Esas 2019/9756 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmü temyiz edilmiştir. Sanık hakkında uygulanan ceza artırımı, kemik kırığının etkisinin hafif olarak belirlenmesine rağmen yapılmıştır. Ayrıca, olayın tarafları tarafından çıkış sebebi ve gelişim farklı şekilde anlatılmış olduğundan ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmediği için TCK'nın haksız tahrik maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ele alınmadı. Sanık lehine daha az ceza verilmesi gerektiği sonucuna varılabilir. Sanık hakkında uygulanan cezanın süresi de kanuni hükümlere uygun şekilde belirlenmedi. Bu sebeplerden dolayı karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5237 sayılı TCK'nın 87/3, 3., 51/3. ve 53/1. maddeleri; 6723 sayılı Kanun'un 33., 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
3. Ceza Dairesi         2019/1662 E.  ,  2019/9756 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü;
    Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1) Adli Tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ile ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmesine göre, mağdurun adli raporunda vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1. derece) olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK"nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak (1/2) oranında artırım yapılması suretiyle, suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
    2) Olayın taraflarının olayın çıkış sebebini ve gelişimini farklı şekilde anlattıkları anlaşılmakla, mahkemece ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmeye çalışılması, bu hususun tespit edilememesi halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4 - 238 Esas ve 367 Karar sayılı kararı ve bu kararla uyumlu ceza dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, sanık lehine TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,
    3) Sanık hakkında, 5237 sayılı TCK"nin 51/3. maddesi uyarınca cezasının ertelenmesi nedeniyle uygulanan "1 yıl denetim" süresinin alt sınırının mahkum olduğu "1 yıl 3 ay hapis" ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
    4) Uzun süreli hapis cezası ertelenmesine rağmen, sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesi uygulanmamış ise de, hak yoksunluğu kasıtlı suçtan verilen hapis cezasının kanuni sonucu olup, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı da dikkate alınarak uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




























    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.