8. Hukuk Dairesi 2015/22614 E. , 2017/16848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı borçlu vekili, alacaklının ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/914 E. nolu dosyası ile müvekkili hakkında icra takibinde bulunulduğunu, müvekkili davacının nafaka kararını öğrendikten sonra 10.000,00 Euro ödeme yaptığını, ödeme emrinin gerçek borcu yansıtmadığını, nafaka ödenen çocuklardan ...ın reşit olduğunu,...."in toplam alacağının 46.495,80 TL olduğunu,....29.024,76 TL ödeme yapıldığını, bu rakamın toplam alacaktan düşüldüğünde geriye 17.471,04 TL nafaka borcu kaldığını, alacaklının haciz işlemi yaptırdığı miktarda borcu olmadığını, 29.05.2014 tarihinde mahsup talebiyle icra müdürlüğüne başvuruda bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünün taleplerini reddettiğini, bu nedenlerle müvekkilinin alacaklıya icra takibine ve hacze konu miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, her ne kadar çocuklardan ...yönünden 36 ay için iştirak nafakası talep edilmiş ise de, iştirak nafakasının kanun gereği reşit olana kadar devam edeceği,...nın 17.07.2012 tarihinde reşit olmakla bu tarihten sonra nafaka talep edemeyeceği, borçlu ... tarafından .. hesabına toplam 10.216,39 Euro ödeme yapıldığı, buna göre davalı alacaklının davacı borçludan takip tarihi itibariyle iştirak nafakası olarak 17.471,04 TL asıl alacak ve bu alacağa işleyen 4.665,49 TL yasal faiz talep edebileceği ve takip talebindeki fazlaya ilişkin kısımların hukuka aykırı olduğu, alacaklının takip tarihi itibari ile 17.471,04 TL asıl alacak ve bu alacağa işleyen 4.665,49 TL yasal faiz talep edebileceği, takip talebindeki fazlaya ilişkin kısımlar hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verilmiş, karar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 s.lı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun"nun 50). Kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi, tenfiz şartlarını taşıdığının Mahkemece tespit edilmiş olmasına (5718 s.lı MÖHUK"nun 58/1), kesin hüküm veya kesin delil etkisi ise yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olmasına bağlıdır (5718 s.lı MÖHUK"nun 59).
Somut olayda; ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi’nin 24.04.2014 tarih ve 2014/70 esas 2014/115 karar sayılı yabancı mahkeme ilamının tenfizine ilişkin ilamına istinaden ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/914 esas sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuklar.... için alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş nafaka talebinde bulunmuştur. Dayanak ilamda nafakanın çocukların yasal temsilcisine ödenmesine karar verildiğinden velayet kendisine verilen annenin takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca HGKnun 18.10.1997 tarih 1997/12-517 Esas, 1997/776 Karar sayılı kararında da açıkca yer verildiği üzere "ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Tenfize konu edilen takip dayanağı yabancı mahkeme ilamında hükmedilen nafaka için iştirak" nafakası açıklaması bulunmamaktadır. Yine ilamda nafakanın 18 yaşında son bulacağına dair bir hükümde yer verilmemiştir. Bu durumda aksi yönde yeni bir ilam alınmadıkça nafaka borcunun devam edeceğinin kabulü gerekir Mahkemece verilen nafaka borcunun 18 yaşından sonra ereceği yönündeki kararda bu nedenle isabet bulunmamaktadır.
2)İİK"nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re"sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; ilam alacaklısı ... olup, reşit çocuk ’a yapılan ödeme alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve İİK 33. maddesi kapsamında kalan ödeme olmadığından nafaka ödemesi olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece; anılan ödemeler dosya borcundan mahsup edilmeden sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin tümden kabulüne karar verilmesi de doğru değildir.
O halde yukardaki ilkeler doğrultusunda şikayetin değerlenderilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.