Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/18365 Esas 2007/6835 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/18365
Karar No: 2007/6835

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2006/18365 Esas 2007/6835 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı kadın ve davacı koca arasında boşanma davası görülmüş ve mahkeme kararıyla boşanma kararı verilmiştir. Ancak, temyiz edilen hüküm incelendiğinde, boşanma sebebinin tamamen davacı kocanın kusuru olduğu ve davalı kadında herhangi bir kusur bulunmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre boşanma isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Mevcut olayda evlilik birliği eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsa da, boşanma kararı davacı kocanın tam kusuru sebebiyle verilememiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 166. madde.
2. Hukuk Dairesi         2006/18365 E.  ,  2007/6835 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Antalya 2. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 7.7.2006
    NUMARASI :205-784


    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Toplanan delillerden davacı kocanın evin kilidini değiştirdiği, güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, davalı kadının telefondaki hakaretinin münhasır bir olay olup tepki niteliğinde bulunduğu, boşanmaya neden olan hadiselerde davacı kocanın tam kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
    *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.
    #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. -
    *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2)
    #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2007 Prş.

     

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.