16. Hukuk Dairesi 2016/6187 E. , 2019/1578 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacılar adına tesciline karar verilen ve hükme esas fen bilirkişi raporunda (K) ve (L) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinin 1980 yılında ölen, davacıların babası ...’dan kaldığının uyuşmazlık konusu olmadığı, davacılar vekilinin de dava dilekçesinde taşınmazın muristen kaldığını belirtmekle birlikte davacılara intikal şekli hakkında açıklamada bulunmadığı, yine keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklarında bu hususta her hangi bir açıklamada bulunmadıkları açıklanarak çekişmeli taşınmaz bölümleri muristen kaldığına ve muris 1980 yılında öldüğüne göre, terekesinin el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, el birliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payının taşınmazların tamamı üzerinde söz konusu olduğu, taşınmaz bölümlerinin satış, bağış, miras payının devri yada terekenin paylaşımı sonucu davacılara kalmış olması halinde davanın bulunduğu bu hali ile yürütülmesi, anılan taşınmaz bölümlerinin belirtilen yollardan herhangi biri ile davacılara kalmadığı ve tereke kapsamında kalan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına 3. kişi durumunda bulunan davalılara karşı aktif dava açma sıfat ve hukuki ehliyetleri bulunmadığından ve sadece kendi adlarına tescil isteğinde bulunduklarından davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmesi, diğer taraftan davacıların aktif dava ehliyetinin bulunduğunun anlaşılması halinde yapılan araştırma ve inceleme de yeterli olmaması nedeniyle dava tarihinden en az 20-30 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ve çekişmeli taşınmaza komşu 487, 488 ve 501 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının hükmen oluştuğu anlaşıldığından, bu parsellere ait hüküm dosyaları getirtilerek dosyanın ikmal edilmesi, bundan sonra yöntemince keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların keşif mahalline davetiyeyle çağrılarak, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmesi, dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulundukları konusunda uzman bilirkişilerden denetime açık ve gerekçeli rapor alınması, komşu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının ve yukarıda sözü edilen hüküm dosyalarına ait teknik bilirkişi raporlarının taşınmaz yönlerini ne gösterdikleri üzerinde durulması, bundan sonra zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının saptanılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne, 25.12.2014 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (K1) ile gösterilen 2.066,00 metrekarelik yer ile aynı raporda (L1) ile gösterilen 5.760,00 metrekarelik yerin tarla vasfı ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca, bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi zorunludur. Yasal hasım konumundaki tüzel kişiler davaya dahil edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulması mümkün değildir. Somut olayda dava, ...’na karşı açılmıştır. Ne var ki, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi gereğince .... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın da davada ilgili kamu tüzel kişisi olarak yer alması gerektiği halde,... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın davaya dahil edilerek yöntemince taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Öte yandan taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı ve imar planı kapsamında ise imar planının onay ve kesinleşme tarihleri ... ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından sorulmamış ve imar planının bir örneği dosya arasına getirtilmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nı davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmeli, taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıya davaya ilişkin savunmalarını ve delillerini sunması bakımından imkan tanınmalı, ayrıca çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planı kapsamında ise imar planının onay ve kesinleşme tarihleri ... ve.... Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak belirlenmeli ve imar planının bir örneği dosya arasına getirtilmeli, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamında olduğunun ve imar planının onay tarihinin dava tarihinden önce olduğunun anlaşılması halinde, 3402 sayılı Yasa"nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların imar planının onay tarihinden önce davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, taşınmazın imar planı kapsamında olmadığının anlaşılması halinde ise dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacılar lehine aralıksız ve nizasız olarak geçmesi gerektiği göz önünde bulundurulmak suretiyle, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.