10. Hukuk Dairesi 2019/6855 E. , 2020/4200 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, 19.03.2014 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirden oluşan kurum zararının 5510 sayılı Kanunun 21/4 maddesi uyarınca tahsili talebidir.
II-CEVAP
Davalılar, murisin mirasını reddetmeleri nedeniyle davanın reddini istemişlerdir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, "davalıların yasal süreleri içerisinde ve usulüne uygun şekilde mirası reddettikleri, 4721 sayılı TMK"nın 605. maddesinde düzenlenen mirasın gerçek reddinin bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olduğu, bu kapsamda mirasçıların bu hakkın kullanılmasına yönelik beyanının sulh hakimine ulaşması ile hüküm ve sonuç doğuracağı, bununla birlikte eldeki davanın açıldığı tarihten önce davalıların sulh hakimine bu hususa yönelik beyanda bulundukları ve hakim tarafından da davalıların mirası reddettiklerinin tespitine ve tesciline karar verildiği, bu nedenlerle davalıların talep konusu tazminat alacaklarından mirasçı sıfatı ile de sorumlu tutulamayacağı" gerekçesiyle davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesi kararını usul ve esas açısından yasaya uygun bularak istinaf isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı kurum vekili temyiz dilekçesinde; davalı mirasçıların, Türk Medeni Kanununa göre sorumlu olduklarını ve aleyhe vekalet ücreti yükletilemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu"nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605"nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir.
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK."nın 606"ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, murisin ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, murisin tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
Türk Medeni Kanunu"nun 612. maddesinde “En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; mirasın reddi durumunda tasfiye sonucu terekeden arta kalan olursa, bunlar ikinci zümreye geçmeyerek mirası reddetmiş olan birinci zümreye verileceği hususu, yine tahsiline hukmedilecek alacak miktarı, bunun sonucu olarak da terekeden ödenecek kısmı etkileyeceği gözetildiğinde, rücuan tazminat davasının mirası reddetmiş olanların da hak alanını ilgilendireceği açıktır.
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır.
TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre davacı Kurumun terekeye karşı davaya devam etme hakkı bulunmakta olup, Kurumun bu yönde talebi bulunması halinde terekeye atanacak temsilci ile davaya devam olunmalıdır.
Somut olayda, davalı mirasçıların ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin E.2014/910, K.2014/978 sayılı, E.2014/1287, K.2014/1401 ve E.2014/1311 K.2014/1403 sayılı kararları ile sigortalının ölümüne sebebiyet veren..."in mirasını kayıtsız şartsız reddettikleri anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı Kurum tarafından talep edilmesi halinde terekeye temsilci tayin ettirilerek yargılamaya devam edilmesi ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerektiğinden, mahkemece bu hukuki ve maddi olgular gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır olup, bozma nedenidir.
2) Kabule göre de; mirasın reddine ilişkin kararların 2014 yılına ait olduğu, davacı kurum tarafından 01.07.2016 tarihinde eldeki davanın açıldığı, kurumun söz konusu kararlardan haberdar olmaması nedeniyle dava açılmasına sebebiyet vermediği gözönünde bulundurulduğunda aleyhe vekalet ücreti yükletilmesi isabetsiz olmuştur.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.