21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16379 Karar No: 2018/2617 Karar Tarihi: 20.03.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/16379 Esas 2018/2617 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/16379 E. , 2018/2617 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, 01.01.2013 tarihinde iş kazasına uğrayan davacının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı işçinin iş kazası nedeniyle ortaya çıkan arızalarının maluliyeti gerektirmediği anlaşıldığından davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin talebi reddedilmiş, yine davacı işçinin tekstil malzemesi çuvalları yüklerken sırt üstü beton zemine düştüğü, bu iş kazası nedeniyle uğradığı bedensel travmanın çok hafif olup manevi tazminatı gerektirecek boyuta ulaşmadığından manevi tazminat talebinin de reddien karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden davaya konu kaza sonucu davacının kafa içi yaralanmasının ve lomber omurga ve pelvis kırığının meydana geldiği, meydana gelen rahatsızlık nedeniyle opere edildiği, Kurum kayıtlarından da 43 gün karşılığı geçici iş göremezlik ödeneğinin ödendiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine ve 26.06.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, manevi tazminata hükmedilmesi için 1-Eylem, 2-Zarar, 3-Zarar ile eylem arasında illiyet bağı, 4-Eylemin hukuka aykırı olması, 5- İşçinin cismani zarara uğraması koşuldur. Somut olayda, davacının zararlandırıcı olay sonucunda vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu açıktır. Zarara uğrayan kişinin, sağlam insana göre sürekli iş göremez duruma gelmese dahi üzüntü ve elem duyacağı, ruh bütünlüğünün bozulacağı hususlarınında cismani zarar kavramına dahil bulunduğu söz götürmez. Hal böyle olunca ve özellikle yukarıda anılan koşulların oluştuğu da dikkate alınarak, uygun bir miktar manevi tazminat tayin edilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle manevi tazminat isteminin tümünün reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.