20. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/32 Karar No: 2019/5209
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/32 Esas 2019/5209 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2017/32 E. , 2019/5209 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dava dilekçesinde özetle.... mevkiinde kain 221 ve 417 parsel sayılı taşınmazların 1980 yıllarında yapılan kadastro çalışmalarında orman niteliğini kaybetmiş yer olarak ve 2/B olarak tespit gördüğünü, dava konusu parselleri kendisi ve atalarının kesintisiz olarak 60-70 yıldır kullandığını, parsellerin kuzey kısmından yeni işaretlenen....orman sınır taşlarının kullanmakta olduğu 350 m² yeri daralttığını, bu nedenlerle dava konusu parsel sınırları için yeni tespit edilen OS noktalarının iptali ile orman sınırının eski yapılan tespit gibi tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Yönetimi, 17.03.2015 tarihli dilekçesinde özetle; keşif sonrasında çekişmeli taşınmazlardan fen bilirkişi raporunda 101 ada 221 parselin (A) harfi ile ve 101 ada 417 parselin (B) harfiyle gösterilen yerlerin orman vasfında olduğunu belirterek bu kısımların hazine adına tescili talebiyle davaya müdahil olmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından asli müdahil sıfatı ile dava konusu yerlerin orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmemesi nedeniyle temyiz edilmiştir. Dava 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi uyarınca yapılan fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1987 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1989 tarihinde ilân edilip kesinleşen dışarıda kalmış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. 2010 yılında ise 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddesi kapsamında yüzölçümü ve fenni hataların düzeltilmesi çalışmaları yapılmış ve 25.03.2010 tarihinde ilan edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın asli müdahaleyi düzenleyen 65. maddesine göre “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen veya tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir” hükmü düzenlenmiştir. Asli müdahale davası bağımsız ayrı bir dava olduğundan, bununla dava açılmasının bütün sonuçları doğar. Asli müdahil, üçüncü kişi olmalıdır, görülmekte olan davaya bu davanın taraflarından birinin asli müdahalesi söz konusu değildir. Somut olayda, mahkemece yapılan keşif sonrasında çekişmeli taşınmazlardan fen bilirkişi raporunda 101 ada 221 parselin (A) harfi ile ve 101 ada 417 parselin (B) harfiyle gösterilen yerlerin orman sayılan yerlerden olduğu orman bilirkişi raporunda belirtilmesinden sonra davalı olan Orman İdaresi müdahale talebinde bulunmuştur. Davalı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle açılmış bir davası bulunmadığından yapılan asli müdahale talebi usul ve kanuna uygun değildir. Davalı ... Yönetiminin eldeki davaya usulüne uygun müdahalesi söz konusu olmadığından ve mahkemece davaya müdahale talebinin kabul edilmiş olması Orman Yönetimine müdahil sıfatı kazandırmayacağından müdahil sıfatı olmayan Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.