Esas No: 2021/1275
Karar No: 2022/1692
Karar Tarihi: 19.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1275 Esas 2022/1692 Karar Sayılı İlamı
T.C. KONYA BAM ... HUKUK DAİRESİ
T.C.
KONYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
... HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ...
KARAR NO : ...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ... (...)
ÜYE : ... (...)
ÜYE : ... (...)
KATİP : ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA ... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/06/2021
NUMARASI : ... Esas - ... Karar
İSTİNAF EDEN DAVACI : ... - (T.C. Kimlik No: ...)
VEKİLİ : Av. ... - ...
DAVALILAR : 1- ... - (T.C.Kimlik No:...)
2- ...
VEKİLİ : Av. ... - ...
DAVA : Tapu İptali ve Tescil ile Alacak (Terditli Olarak Alacak)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Davacı tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptali ve tescil ile alacak davasında 23/06/2021 tarihinde tesis edilen karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde;
DAVA: Davacı vekili 09/11/2020 tarihli dava dilekçesi, ayrıca 22/06/2021 ve 23/11/2020 tarihli tavzih beyanlarıyla; davacının davalı müteahhit kooperatifin taşeronu olarak 01/07/2011 tarihli taşeronluk sözleşmesine istinaden iş ve ek işler yaptığını, davacının yaptığı işlerin bedelinin Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... D.İş sayılı tespit dosyasında 781.200 TL olarak belirlendiğini, bu alacağa karşılık davalı tarafından davacıya sadece 105.000 TL değerinde 2 adet daire ve 25.000 TL para verildiğini, davacının kalan 546.200 TL.'lik alacağının ödenmediğini, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesine göre davacıya yapılan iş karşılığında 3 daire verileceğinin ve kalan kısmının da nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını beyan ederek, davacının 546.200 TL'lik kalan alacağı nedeniyle, Konya, Karatay, ...Mahallesi, ... Ada, ... Parsel sayılı taşınmazda bulunan ve davalılar adına kayıtlı olan dairelerden 1 tanesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline ve kalan 441.200 TL.'nin de sözleşmenin bitiş tarihi olan 01/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte her iki davalıdan tahsiline, bu talebin kabul görmemesi halinde de 546.200 TL'lik alacağın, sözleşmenin bitiş tarihi olan 01/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte her iki davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ... Kooparetifi Vekili; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını,, eser sözleşmesini davacı ...'ün kendisinin ihlal ettiğini, bu yüzden Kooperatif inşaatının geciktiğini, davacının yüklendiği işi tamamlamadığını, davacı ile arsa maliklerinin aralarında anlaşarak ferdileştirme ve kura dahi olmaksızın tapuları devrettiklerini, bu nedenle arsa sahipleri aleyhine tapu iptali davası açtıklarını, kooperatifin yarım bıraktığı işin müvekkili kooperatif tarafından tamamlandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "....davacı ... ile davalılardan ...'ün tacir olup olmadığının tespiti için yazılan müzekkerelere verilen cevaplardan, davacının tacir olduğu, davalılardan ...'ün ise tacir olmadığının anlaşıldığı, TTK 4/1. Maddesi gereğince bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerektiği, taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemeyeceği, bu davada hem davacı tarafın, hem davalı tarafın tamamının ve aynı anda tacir olma şartının gerçekleşmediği, davacı ve davalı kooperatif tacir olmasına rağmen, davalılardan ...'ün tacir olmadığı, mevcut bu davanın ticaret mahkemelerinde görülmesi gereken mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine...." karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Konya Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi'nin ... E. ... K. Sayılı kararına göre taşeron davacının vergi dairesi ve ticaret odası nezdinde tacir gözüküp gözükmediğinin bir önemi olmadığını, yapılan işin hacmi dikkate alındığında, yıllık tacir olma rakamının aşıldığının belli olduğundan tacir kabul edileceğinin içtihat edildiğini, mevcut davada da müvekkilinin tamamladığı iş değerinin 2013 yılında 781.200.- TL olup aynı yılın tacir olma rakamının ise 200.000,00 TL olduğundan müvekkilinin tacir olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Tapu iptali ve tescil ile alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. Maddesi gereğince Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari davadır. Aynı kanunun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne aittir. Dava konusu somut olayda davacı ... ile davalı ... Kooperatifinin tacir olduğu dosyada mevcut Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları ile sabittir. Buna göre davacı ... ile davalı ... Kooperatifi arasındaki uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine girmektedir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine ilişkin yasal düzenlemelerde davanın tüm taraflarının tacir olması gerektiği yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... Esas, ... Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere aynı davada, bir kısım davalılar hakkında genel mahkemenin, diğer davalılar hakkında ise uzman olan özel mahkemenin görevli bulunması halinde, uyuşmazlık aynı olaydan kaynaklanıyor ve zarar tek ise ya da, taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunuyorsa; sözkonusu özel mahkeme ile genel mahkeme arasında “yargılama usulüne” ilişkin esaslı farklılıklar bulunmaması kaydıyla, bütün taraflar ve talepler yönünden uzman olan özel yetkili mahkemece yargılama yaparak uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Bu husus, hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereğidir. Mahkemece davacı ile davalı kooperatifin tacir olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aynı olaydan kaynaklandığı, taleplerden biri hakkında verilecek kararın diğerini doğrudan etkileyeceği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1.a.3 maddesi gereğince; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının taraflar arasındaki ihtilaf ile ilgili esasa ilişkin delillerin toplanması ve değerlendirilmesi sonucunda karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvuru talebinin KABULÜ ile; Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/06/2021 tarih ... Esas ... Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücret-i vekalet ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 359/4 maddesi gereğince; kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde oybirliği ile HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır
O.B