Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1735
Karar No: 2012/2072

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/1735 Esas 2012/2072 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/1735 E.  ,  2012/2072 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı, asıl dava ve birleşen davalarda ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-21.07.2004 gün ve ... sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun, katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2011 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.540,00 TL olarak değiştirmiştir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
    Asıl dava ile birleşen ve inceleme konusu olan .../..., ... ve ... Esas sayılı davalarda, temyiz denetimine konu olan tutar sırasıyla 47,10 TL, 624,35 TL ve 164.88 TL olup, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırını aşmadığından, anılan davalar yönünden verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulması olanaksızdır.
    O halde davalı vekilinin asıl dava ile birleşen 2005/2646, 2650 ve 2652 Esas sayılı davalar yönünden temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle REDDİNE;
    2-Asıl dava ve bu dava ile birleşen... Esas sayılı davaya yönelik temyiz talebi yönünden;
    Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Yasanın 58 ve 79. maddeleridir. 58. maddenin 1. fıkrasında “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz kamisyonu nezdinde itirazda bulunabilir.” hükmüne, 79. maddenin 3. fıkrasında da, “Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.” hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 4. fıkrasında ise, herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde, üçüncü şahsın, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açması ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir.
    Mahkemenin, davacı hakkında tanzim edilen haciz ihbarnamesi ve ödeme emrinin, davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine yönelik kabulü isabetli ise de; anılan yasal düzenlemelerde, haciz bildirisi ve ödeme emrinin usulsüz tebliğinin başlı başına bir iptal sebebi olarak belirtilmemiş olması nedeniyle, bu tebliğ usulsüzlüğüne dayanılarak, haciz bildirisi ve ödeme emrinin iptali sonucunu gidilemez. Hal böyle olunca, eldeki davanın, belirtilen yasal süreler içinde açıldığının kabulü ile, işin esasına girilerek, davalı ve davacı nezdindeki dava dışı limited şirketin davacı ile aralarındaki hukuki ilişkiye yönelik sözleşmeler, teminat mektupları, hak ediş raporları, bu raporlar çerçevesindeki ödeme belgeleri ve sair evrak celp edilerek, gerekirse gelen belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, davacının, dava dışı limited şirkete borcu olup olmadığı saptanarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    3-Kabule göre de; Mahkemece, birleşen .../... Esas sayılı dava yönünden, iptaline karar verilen ödeme emrine konu miktara göre, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinin “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” hükmü gözetilerek, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmiş ise de; ... İdari Dava Daireleri Kurulunun 2011/321 sayılı 30.06.2011 tarihli Kararı ile, anılan hükmün “Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz.” kısmının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş olup, karar tarihi itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ilgili bölümünün
    yürütmesinin durdurulduğu gözetilerek, davacı lehine, iptaline karar verilen ödeme emri tutarı nazara alınarak, nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve asıl dava ve bu dava ile birleşen 2005/2648 Esas sayılı dava yönünden hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi