19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6941 Karar No: 2017/3083 Karar Tarihi: 17.04.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/6941 Esas 2017/3083 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı banka, kredi borcunun ödenmemesi sonucu takip işlemi başlatmış ancak davalılar itiraz etmişlerdir. Mahkemece yapılan incelemede, kefalet sorumluluğunun sona ermediği ve diğer davalıların borçlu oldukları tespit edilmiş, ancak konu teknik detaylar içerdiği için konusunda uzman bir bilirkişinin görevlendirilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri açıklanmadığından eklenmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/6941 E. , 2017/3083 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan Şti. ile müvekkili arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’ni diğer davalıların kefil olarak imzaladıklarını, kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, ihtara uyulmaması üzerine alacağın tahsili için 2014/1633 E. Sayılı icra dosyasıyla takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkillerinden’in borçlu şirketteki hisselerini devrettiğini bu nedenle kefalet sorumluluğunun sona erdiğini, diğer müvekkili ...’in imzaladığı sözleşmeden doğan bir borç bulunmadığını, imzası olmayan sözleşmelerden doğan borçtan ise sorumlu tutulamayacağını, ayrıca icra inkar tazminatı istenemeyeceğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılardan şirket ortaklığından ayrıldığı ve bu nedenle kefalet sorumluluğunun sona erdiği, diğer davalıların ise toplam 275.748,55 TL asıl alacak ve bu alacağın ferilerinden sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan 28/01/2015 ve 03/03/2015 tarihli asıl ve ek rapora davacı banka gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiştir. Kefilin şirket ortaklığından ayrılmış olması kefalet sorumluluğunu sona erdirmez. Diğer yandan, konu teknik incelemeyi gerektirdiğinden uyuşmazlık hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip bilirkişinin görevlendirilmesi zorunlu olup, bankacılık işleri konusunda avukat bilirkişi dinlenemez. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak birden fazla kredi sözleşmesi mevcut ise kredi alacağının hangi sözleşmelerden doğduğunun tespiti ile kefillerin kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu oldukları da dikkate alınarak alınacak rapor doğrultusunda kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.