Esas No: 2019/2635
Karar No: 2021/5230
Karar Tarihi: 26.11.2021
Danıştay 7. Daire 2019/2635 Esas 2021/5230 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2635
Karar No : 2021/5230
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Kozmetik Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı tarafından, 2016 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemlerine ilişkin olarak yapılan özel tüketim vergisi iade talebi ile ilgili olarak düzenlenen ... tarih ve ... sayılı vergi inceleme raporunun mahsuben iade talebinin reddine ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; olayda, davalı idarece, davacı şirketin 2016 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemlerinde özel tüketim vergisini ödeyerek satın aldığı LPG'yi aerosol üretiminde kullanarak mamul haline getirdiği ürünlerin yurt içi ve yurt dışına satışını gerçekleştirdiğinin aksini kanıtlamaya yönelik hukuken itibar edilebilir nitelikte somut bir tespit ortaya konulmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesinde amaçlandığı gibi olayın gerçek mahiyetinin hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde yasal delillerle ortaya çıkarılarak kanıtlandığı bir vergi incelemesi yapılmaksızın bir takım soyut kurgularla ilgili dönemde davacı şirketin ... Anonim Şirketi dışındaki (... Anonim Şirketi'nden) tüm LPG alışları ile yapılan tüm aeresol üretimleri ve satışlarının gerçek olmadığı kanaatinin hasıl olduğu yönünde sonuçlandırılan eksik ve yetersiz vergi incelemesi sonucuna göre özel tüketim vergisi iade talebinin reddine ilişkin işlemin hukuka uygun olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda, davacı şirketin hammadde olarak özel tüketim vergisini ödeyerek ... Anonim Şirketi'nden satın aldığı LPG'yi aeresol üretiminde kullandığı, aksi yönde her türlü şüpheden uzak, açık ve somut bir tespit bulunmadığından, 2016 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemlerine ilişkin olarak davacı tarafından yapılan özel tüketim vergisi iade talebiyle ilgili olarak düzenlenen ... tarih ve ... sayılı vergi inceleme raporunun mahsuben iade talebinin reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlığa konu LPG'yi taşıyan araçların ilgili tarihlerde başka şehirlerde olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından sunulan faturalardaki elektrik tüketiminin yüksek orandaki üretimi karşılamaya yetmeyeceği, davacı şirketin mal alım satımında bulunduğu firmalar hakkında olumsuz tespitlerin bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu vergi inceleme raporu, ön (hazırlayıcı) işlem niteliğinde, tek başına hukuksal sonuç doğurmayan, ilgilinin menfaatini etkilemeyen, kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde bulunmadığından, mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin özetinde yer alan gerekçe ile karar verilmesinde isabet görülmediğinden, temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
İdari Yargı, Hukuk Devletinde, hukuka bağlılığı esas olan kamu idaresinin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun, bağımsız yargı yerlerince, yargılama yöntemleri kullanılarak denetlenmesinin sağlanması için var olan yargı düzenidir. Bu yüzden; idari yargı denetiminin işleyebilmesi, idarenin Kamu Hukuku alanında faaliyette bulunmasına; idari nitelikte eylem veya işlem yapmasına bağlıdır. Böyle bir faaliyet olmadan, söz konusu denetimin işletilmesine olanak yoktur. Bu bağlamda, kişilerin hukuk aleminde herhangi bir etki doğurmayan, belirli bir hukuki durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen "icrailik" niteliğinden yoksun işlemlerin, idari bir davaya konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davası, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar şeklinde tanımlanmıştır. Anılan kanun hükmünde, iptal davalarına konu olabilecek işlemlerin nitelikleri belirtilmemiş ise de, idari yargıda, idarenin kamu gücüne dayanarak yaptığı, tek taraflı, kişilerin hukukunu etkileyen, kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin idari davaya konu olabileceği kabul edilmektedir. Aynı Kanun'un 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde yer alan, dava dilekçelerinin, ortada idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli işlemin olup olmadığı yönünden inceleneceğine; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de, böyle bir işlemin bulunmaması hâlinde, davanın sonraki yargılama işlemleri uygulanmaksızın reddedileceğine ilişkin kurallar bu ilkeye dayalıdır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Hukukunda; kamu gücünün, idare edilenler üzerinde, ayrıca bir başka işlemin varlığına gerek olmaksızın, doğrudan hukuki sonuçlar doğurmak suretiyle etki yaratan işlemleri, icrai (yürütülmesi gerekli) işlemler; idari karar alma sürecinde, başkaca bir aşamadan geçmesine gerek kalmayan; yani nihai nitelikte olan işlemler ise, kesin işlemler olarak tanımlanmaktadır.
Olayda, her ne kadar Mahkemece davacı şirket hakkında 2016 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül dönemleri hesap ve işlemlerinin özel tüketim vergisi yönünden sınırlı olarak incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporunda yer alan tespitler yeterli görülmeyerek eksik inceleme nedeniyle söz konusu vergi inceleme raporunun mahsuben iade talebinin reddine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiş ise de, vergi inceleme raporu, ön (hazırlayıcı) işlem niteliğinde, tek başına hukuksal sonuç doğurmayan, idari davaya konu edilebilecek, davacının menfaatini etkileyen, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem niteliğinde bulunmadığından, mahkemece, uyuşmazlığın esasına girilmeksizin, davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin özetinde yer alan gerekçe ile karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 26/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.