Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/1900
Karar No: 2021/5933
Karar Tarihi: 29.11.2021

Danıştay 10. Daire 2017/1900 Esas 2021/5933 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/1900
Karar No : 2021/5933

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : İbrahim Ekici
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince davanın kısmen kabulü yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Bolu ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan 28.000,00 m² yüzölçümlü tarlada kiracı sıfatıyla yetiştirdiği patatesin 16/07/2009 tarihinde meydana gelen taşkın neticesinde zarar gördüğü, davalı idare tarafından taşınmaz mahallinde yer alan drenaj kanallarının temizliğinin ve bakımının yapılmaması nedeniyle dava konusu zararın ortaya çıktığı ileri sürülerek 35.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının Danıştay Onuncu Dairesinin 15/01/2016 tarih ve E:2012/3117, K:2016/136 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyulmak suretiyle Mahkemelerinin 08/12/2016 tarihli ara kararı ile Meteoroloji Genel Müdürlüğünden; Bolu ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde 16/07/2009 tarihinde meydana gelen yağışların "doğal afet" boyutuna ulaşıp ulaşmadığının sorulmasına, şayet ulaşmış ise konuya ilişkin yağışların seviyesine dair açıklayıcı bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verilmesi üzerine Mahkeme kayıtlarına giren cevabi yazıda; Bolu ilinde meydana gelen yağışların sonuçları itibariyle meteorolojik açıdan afet kapsamında değerlendirilebileceğinin belirtildiği, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan meteorolojik bilgi raporu ve bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; 16/07/2009 tarihindeki aşırı yağışlar sonucu meydana gelen taşkın sırasında davacının kiracı olarak işletmekte olduğu patates ekili tarlanın 12.000 m²'lik kısmında zarar oluşmasında, zamanında dere ıslah çalışmalarını, enerji ve akım kırıcı çalışmaları yapmayan davalı idarenin ikinci derecede hizmet kusuru bulunduğu, bu nedenle 12.000 m² alanda patates hasadı elde edilememesi nedeniyle oluşan zararın idarenin kusur oranı olan %20'ye tekabül eden 5.850,00 TL'lik kısmının tazmini gerektiği gerekçesiyle davacının tazminat isteminin 5.850,00 TL'lik kısmının kabulüne, tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiş, ayrıca tazminat isteminin 29.150,00 TL'lik kısmının ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile reddedildiği ve kararın bu kısmının temyiz edilmeden kesinleştiği tespitine yer verilerek anılan kısım hakkında hüküm kurulmamıştır.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu zararın meydana geldiği 16/07/2009 tarihinde taşınmazını bulunduğu alana düşen yağışın doğal afet niteliğinde olup olmadığına ilişkin Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile yapılan yazışma neticesinde Meteoroloji Genel Müdürlüğünün … tarih ve E…. sayılı cevabi yazısında idarelerinin kayıtlarına göre 16/07/2009 tarihinde meydana gelen yağışın sonucu itibarıyla meteorolojik açıdan afet kapsamında değerlendirilebileceğinin belirtildiği, doğal afet niteliğindeki yağışın davacının kiracısı bulunduğu taşınmazda meydana gelen hasar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağını keseceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Dava konusu zarar 16/07/2009 tarihli doğal afet niteliğindeki yağışlar neticesinde meydana gelmiş olsa da mahallide yapılan keşif neticesinde düzenlenen 03/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda, muhtemel bir sel veya taşkını önleyecek düzeyde dere ıslah çalışmalarının yapılmadığı, enerji kırıcı ve akım düzenleyici gibi yapılar ile ıslaha yönelik tahkim çalışmalarının yetersiz olduğu tespitleri ile davalı idarelerin %20 kusurunun bulunduğunun belirlenmesinin karşısında dava konusu olayda davacının zararının idarelerin kusur oranlarında karşılanması gerektiği düşüncesiyle davalı idarenin temiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava, Bolu ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan 28.000,00 m² yüzölçümlü tarlada kiracı sıfatıyla patates yetiştiriciliği yapan davacı tarafından, davalı idarece taşınmaz mahallinde yer alan drenaj kanallarının temizliğinin ve bakımının yapılmaması nedeniyle 16/07/2009 tarihinde meydana gelen taşkın neticesinde ürünlerinin zarara uğramasında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek 35.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi tarafından 24/10/2011 tarihinde dava konusu taşınmaz mahallinde gerçekleştirilen keşif sonrasında bilirkişi heyetince düzenlenen 03/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu tarlayı da sınırları içerisine alan, sel ve taşkının meydana geldiği bölgede Borazanlar Deresi ve drenaj kanalları, Bolu ilinde yıllar itibarıyla oluşabilecek yağışları kesit açısından taşıyabilecek kapasitede olsa bile idare tarafından söz konusu derede muhtemel bir sel veya taşkını önleyecek özellikte dere ıslah çalışmalarının yapılmadığı ve söz konusu derede enerji kırıcı ve akım düzenleyici gibi yapılar ile ıslaha yönelik tahkim çalışmalarının da yetersiz olduğu, olayın doğal afet olması sebebiyle idareye 1. derecede kusur yüklenemese de olası bir sel veya taşkına karşı gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmaması sebebiyle dava konusu olayda idarenin %20 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
… İdare Mahkemesince, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporu hükme esas alınabilir nitelikte bulunarak ve davacının kiracısı olduğu taşınmazın su taşkınından zarar gören kısmı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 5.850,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 07/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idarenin temyiz istemi üzerine yapılan incelemede Danıştay Onuncu Dairesinin 15/01/2016 tarih ve E:2012/3117, K:2016/136 sayılı kararıyla, İdare Mahkemesince uyuşmazlık konusu olaya ilişkin olarak Meteoroloji Genel Müdürlüğünden 16/07/2009 tarihinde gerçekleşen yağışların "doğal afet" boyutuna ulaşıp ulaşmadığının araştırılması üzerine ortaya çıkan duruma göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin kararının kabule ilişkin kısımının bozulmasına karar verilmiş, kararın redde ilişkin kısmı temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamaktadır.
İdarenin hukuki sorumluluğu, kamusal faaliyetler sonucunda, idare ile bireyler arasında bireyler zararına bozulan ekonomik dengenin yeniden kurulmasını, idari etkinliklerden dolayı bireylerin uğradığı maddi ve manevi zararların idarece tazmin edilmesini sağlayan hukuksal bir kurumdur. Bu kurum, kamusal faaliyetler nedeniyle bireylerin mal varlığında ortaya çıkan eksilmelerin ya da artış olanağından yoksunluğun giderilebilmesi, yine bu suretle kişi varlığında oluşan manevi zararların karşılanabilmesi için aranılan koşulları, uygulanması gereken kural ve ilkeleri içine almaktadır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için, bir zararın bulunmasının yanı sıra, bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir anlatımla, zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerekir. Zarar ile idari faaliyet arasında nedensellik bağının bulunmaması, zararın o idari faaliyetten doğmadığını gösterir. Meydana gelen zarar; mücbir sebep, beklenmeyen hal ya da sadece zarar görenin veya üçüncü kişinin eyleminden kaynaklanmışsa, bu durum zarar ile idare arasındaki illiyet bağının kesilmesine sebep olacağından, idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilemez. Bu ilke, kural olarak, hem kusura dayalı hem de kusursuz sorumluluk hallerinde geçerli bulunmaktadır.
Olay tarihinde yürürlükte olan şekliyle 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2. maddesi, (a) fıkrasında, taşkın sular ve sellere karşı koruyucu tesisler meydana getirmek görevi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiş; 21/01/1943 tarihli ve 5310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4373 sayılı Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu'nun 1. maddesinde, "Yüksek seviye gösteren umumi ve hususi, kapalı veya akarsuların taşmasiyle su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek olan sahaların sınırları Nafıa Vekaletinin teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyetinin kararı ile tesbit ve ilan edilir."; 3. maddesinde de, "Birinci madde hükümleri dairesinde tesbit ve ilan edilmiş olan sınırlar içinde tesisat, inşaat veya tadilat yapmak, fidan veya ağaç dikmek yasaktır. Müsaade verilmesi, Su İşleri Müdürünün, bulunmıyan yerlerde Nafıa Müdürünün fenni mahzur olmadığı hakkında rapor vermiş olmasına bağlıdır." hükümleri yer almış bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bolu ili, Merkez ilçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde bulunan 28.000,00 m² yüzölçümlü tarlanın kiracısı olarak patates üreticiliği yapan davacının, ürünlerinin zarar görmesine neden olduğunu ileri sürdüğü 16/07/2009 tarihinde Bolu ilinde meydana gelen yağışların, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün … tarih ve E…. sayılı yazısından da anlaşıldığı üzere, sonuçları itibarıyla meteorolojik açıdan afet kapsamında değerlendirilebilir nitelikte olduğu, dolayısıyla doğal afet (mücbir sebep) niteliğindeki yağışın davacının kiracısı bulunduğu taşınmazda meydana gelen hasar ile idarenin eylemi arasındaki illiyet bağını kestiği anlaşılmakta olup; bu haliyle dava konusu olayda davalı idarenin tazmin sorumluluğu bulunmadığından, davanın kısmen kabulü yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. … İdare Mahkemesinin davanın kısmen kabulü yolundaki … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi