17. Hukuk Dairesi 2016/14359 E. , 2019/6009 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı sürücü ... sevk idaresindeki özel halk otobüsünün 24/07/2008 günü davacı müvekkili ..."a, bisikletli haldeyken arkadan çarparak ağır şekilde yaralanmasına ve malul kalmasına sebebiyet verdiğini, davalı sürücünün kazanın oluşmasında %100 oranında kusurlu olduğunu, davalılardan ..."ın özel halk otobüsünün maliki olduğunu, diğer davalılardan Allianz Sigorta AŞ"nin ise kazayı yapan aracın sigorta şirketi olduğunu, müvekkilinin geçirdiği trafik kazası neticesinde %37 oranında malul kaldığını, müvekkilinin 20 yılı aşkın süredir 1. Sınıf kaporta ustası olarak çalışmakta olduğunu ve kaza tarihi itibari ile aylık maaşının 2.000,00 TL olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve sair dava saklarının saklı kalması kaydı ile; devamlı işgücü kaybı sebebiyle 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ve ceza dosyasındaki kusur raporu uygun bulunarak, maddi
tazminat davasının kabulüyle, 185.425,49 TL maddi tazminatın kaza tarihi 24/07/2008 (sigorta şirketi yönünden dava tarihinden ve poliçe limiti dahilinde) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının ise kısmen kabulüyle, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aşan istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davalı ..."ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemenin kusur yönünden benimsediği ceza dosyasında sanık ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde belirtilen hükümlerden olmadığından, bu tür kararların yasa yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtanda söz edilemeyecektir.(Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.05.2011 gün ve 2011/4-61, E., 2011/79 K; 06.10.2009 gün ve ... E, 2009/223 K sayılı ilamları). Bu açıklamalar ışığında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 74. maddesine ilişkin değerlendirmeye gelince;
"Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz." hükmünden anlaşılacağı üzere ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerekir. Eğer bu yönden kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı bulunmuyorsa, hukuk hakimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz etmek mümkün değildir.
Somut olaya bakıldığında maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının,
kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamıyacağının kabulü gerekir.(YHGK"nun 01.02.2012 gün 2011-19/639 E, 2012/30 K sayılı ilamı)
Bu durumda mahkemece tarafların kusuru ve kusur oranları konusunda alınmış bir bilirkişi raporu olmadan ceza dosyasındaki rapora dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir. Ayrıca, HMK.’nun 266. maddesi uyarınca, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında kusur durumlarının belirlenmesi ve hasarın tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm verilmez. Bu durumda mahkemece, taraf delilleri toplanıp tarafların kusur durumlarının belirlenmesi uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Bozma sebebine göre davalı ... vekili ve davalı ..."ın manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının ise incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ..."ın manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve davalı ..."a geri verilmesine 14/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.