11. Hukuk Dairesi 2018/868 E. , 2019/5491 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 17/12/2015 gün ve 2013/480 - 2015/1052 sayılı kararı onayan Daire"nin 25/10/2017 gün ve 2016/3522 - 2017/5755 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, 29.06.2012 tarihli 2011 yılı olağan genel kurul toplantısının kanun, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğu, davalı şirketin 2011 yılı faaliyet raporunun yıl içerisindeki gerçek faaliyetleri izah etmekten uzak nitelikte olduğu, davalı şirket yönetim kurulunda 2009-2010 yıllarında ibra olmamış bir önceki yönetim kuruluna mensup kişilerinde bulunduğu, sermaye taahhüt borcunu ifa etmeyen ortaklara ilişkin hiçbir bilgi ve beyanın verilmediği, gündemin 6. maddesindeki ibraya ilişkin kararın TTK374/2. maddesine aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinden ... ve ..."nun genel kurulun 6. maddesi oylamasında oy kullandıklarını, 7. maddesindeki kâr dağıtımına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin uzun süredir hiçbir faaliyetinin bulunmadığı, yüksek miktarlarda nakit birikimine sahip olduğu ve bu birikimin atıl durumda kaldığını, 2011 ve önceki yıllar kârlarının da dağıtılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek davalı şirketin 29.06.2012 tarihinde yapılan olağan genel kurulunun ve bu genel kurulda tesis edilmiş olan tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurulda görüşülen gündem maddelerinin bir kısmında aslında alınan bir karar olmadığı, 3,4,8 ve 9 nolu gündemlere ilişkin kararların bu nitelikte olduğu, bu maddelere ilişkin somut bir iptal nedeni ileri sürülmediği, bu gündem maddelerinin iptaline ilişkin davacının talebinin kabul görmediği, genel kurulda alınan 6 nolu kararın yönetim kurulu üyeleri ile denetçinin ibrasına yönelik olduğu, sadece yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan kararın iptalinin istendiği, oydan yoksunluk halinin olduğu, toplam karar nisabının 16.468 olduğu davacının 11.766 oya sahip olup her oylamada olumsuz oy kullandığı, yönetim kurulunun oy nisabına göre ibra edilmemiş olduğu, 7 nolu kararın 2011 yılı kârının dağıtılmasına ilişkin olduğu, davalı şirketin kâr tutarının yaklaşık %36’sının dağıtılması yönünde karar alındığı, davalı şirketin incelenen dönemde herhangi bir ticari faaliyet yürütmediği, gelirlerinin faiz, kambiyo ve kira gelirlerinden kaynaklandığı, davalı şirketin ayrıca 1.364.000,00 TL net çalışma sermayesine sahip olduğunun tespit edildiği, bu duruma göre şirketin sahip olduğu sermayesinin çok büyük kısmına da gerçekte ihtiyacı olmadığı, düşük kâr payı dağıtılmasına ilişkin kararın iyi niyet kuralına uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 2011 yılına ait 29/06/2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 6 nolu kararın münhasıran yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kısmı ile 7 nolu kâr dağıtımına ilişkin kararların iptaline, davacının diğer taleplerinin koşulları bulunmadığından reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı şirketin 29/06/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, dava konusu 7 no"lu kâr dağıtımına ilişkin karar ile 6 no"lu kararın münhasıran yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kısmının iptaline karar verilmiş ve işbu karar Dairemizce onanmıştır. Ancak, yargılama sırasında alınan 19/09/2014 tarihli kök raporda; davalı şirketin mali durumunun oldukça güçlü olduğu, gerek bu davanın tarafları, gerekse davalı şirket hissedarları arasında çeşitli uyuşmazlıklara ilişkin birtakım davalar bulunduğu, davalardan bir kısmının davalı şirketin maddi duran varlıklarına ilişkin olup halen derdest olduğu, davalı şirket varlıklarının anılan dava sonuçlarından etkilenmeyeceğinin kabulünün mümkün görülmediği, davalı şirket gelirlerinde kira gelirlerinin önemli bir yer tuttuğu göz önüne alındığında davalı şirket duran varlıklarını etkilemesi olası gelişmelerin davalı şirket sürekliliği üzerinde önemli bir risk unsuru olduğundan dağıtımına karar verilen kâr miktarının makul olduğu, 06.10.2015 tarihli ek raporda ise; ilgili dönemde şirketin ticari faaliyet yürütmediği, faiz, kambiyo ve kira gelirlerinden kâr elde ettiği, finansal yapısının oldukça güçlü, %90 öz kaynakla finanse edilen, net çalışma sermayesi oldukça yüksek bir şirket bulunduğu halde dağıtılabilir kârın %36"sını dağıtmaya karar verdiği, kök raporda pay sahipleri arasında derdest davalar bulunduğu belirtiliyor ise de, bunun az kâr dağıtmayı gerektirmediği, bu davaların bir kısmının maddi duran varlıklarını ilgilendirdiği dolayısıyla bu davaların potansiyel risk taşıdıkları belirtilmiş ise de, maddi duran varlıkların aktifler içindeki oranı %11,2 olduğundan bu kadar düşük kâr dağıtılmasının iyiniyet kurallarına uygun olmadığının belirtildiği ve işbu ek rapora davalı vekili tarafından 06.08.2015 tarihli dilekçe ile raporlar arasında çelişkiler bulunduğu da ileri sürülerek ciddi itirazlarda bulunulduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiyi giderir ve davalı vekilinin ek rapora itirazlarını karşılar şekilde gerektiğinde yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırılarak değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı vekilinin anılan yöne ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 25/10/2017 tarih, 2016/3522 E.- 2017/5755 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 25/10/2017 tarih, 2016/3522 E.-2017/5755 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.