Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16287
Karar No: 2017/16816
Karar Tarihi: 13.12.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/16287 Esas 2017/16816 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/16287 E.  ,  2017/16816 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar ...-...-... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili dava konusu 1339 parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesinin ... kızı ... ve 3/4 hissesinin... kızı ... adına tapuda kayıtlı olduğunu,......nun 1960 yılında, ..."ın ise en az 30 yıl önce öldüğünü, vekil edenlerinin murisi...nin ise dava konusu taşınmazı 40-45 yıl önce satın alarak ölümüne kadar nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını, ...nin ölümünden sonra da vekil edenlerinin dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliklerini sürdürdüklerini belirterek 1339 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Bir kısım davalılar davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece; bozmadan önce; TMK.nun 713/2.maddesinde yazılı ölüm sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, 1339 parselin ... kızı ... ile... kızı... adına yazılı olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına hisseli olarak tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire"nin 22.03.2010 tarihli ve 2009/6400 Esas 2010/1245 Karar sayılı ilamı ile davanın 1339 parsele yönelik olarak açıldığı ancak aynı yer hakkında çifte tapu oluştuğu, çifte tapu durumu giderilmeden kurulan hükmün infazında duraksama olacağı, mahkemece bu durumun dikkate alınması ve tarafların hukuki durumları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, bu durum dikkate alınmadan yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemesince ilamına uyulan bozma sonrasında; yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, 1339 nolu parselin ... kızı ... ile ... kızı (tapu kaydında oğlu şeklinde yazılı)..... adına olan tapu kaydının iptali ile; 112 payın ...., , 48 payının ...kızı ... (Tekin), 48 payının ...oğlu ..., 48 payının ...oğlu ..., 48 payının ...oğlu ..., 48 payının ...oğlu ..., 48 payının ...kızı ..., 12 payının ...oğlu.... eşi .... ..., 9 payının ...oğlu ..., 9 payının .... 9 payının T...., 9 payının da Tahsin kızı ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre, davacı taraf TMK"nun 713/2 maddesindeki "" ölüm "" nedenine dayanarak eldeki davayı açmıştır.
    Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1339 parsel sayılı taşınmazın ağıl yeri vasfı ile ¼ hissesinin ... kızı ... adına, ¾ hissesinin ise... oğlu... Topçu adına hükmen 08.03.1958 tarihinde tapuya tescil edildiği, 1339 parselin 2062 parsel sayılı taşınmazla çifte tapu durumunun oluştuğu, az yukarıda bahsi geçen bozma ilamı sonrasında çifte tapuya ilişkin olarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/29 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davasının açıldığı, mahkemesince verilen 2014/477 sayılı kararla çifte tapu haline son verildiği ve kararın 04/02/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada; tapu maliki davalıların murisi ... kızı ..."a ait ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nden alınan 22.6.2004 tarihli ve 2004/482-482 Karar sayılı veraset ilamına göre; ..., ... kızıdır. Tapu kaydında ise; ..."nin baba adı ... olarak geçmektedir. Şu halde nüfus kaydında ismi geçen "..." ile tapuda malik olan "...""nin aynı kişi olup olmadığı hususunda duraksama bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, tapuda kayıt maliki olan ... ile davalıların kök miras bırakanları 1971 tarihinde öldüğü belirlenen ..."ın aynı kişi olup olmadıklarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlemektir. Buna göre, Tapu Müdürlüğü taraf gösterilerek tapu kaydında isim tashihi davası açılmak üzere taraflara süre ve imkan tanınması, dava açılması halinde bekletici mesele yapılması, tapu kaydında isim tashihi davası sonuçlandıktan sonra toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile infazda tereddüte meydan verilecek biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Yine; mahkemece bozma ilamından önce; 11.12.2007 tarihinde keşif yapıldığı ve yapılan bu keşifte davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, ancak keşif tutanağının kaybolduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle de mahkemece yeniden keşif yapılmış ve sadece davacı tanıkları dinlenmiştir. Ancak yapılan bu keşfin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez. O halde; kaybolan keşif tutanağına istinaden, mahkemesince 13.11.2009 tarihinde, keşif tutanağının tüm aramalara rağmen bulunamadığı ve taraf vekillerinde de olmadığına dair tutunak tutulmuş ise de; 4473 sayılı "Yangın, Yer Sarsıntısı, Seylap (su basması) veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun"nun ilgili maddelerinin kıyasen uygulanarak keşif tutanağının yeniden araştırılması, tüm aramalara rağmen bulunamaması halinde; tüm taraf tanıklarının dinlenmesi amacıyla yeniden keşif yapılması gerekmektedir.
    O halde mahkemece; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve taraf tanıkların HMK"nın 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde ve hangi tarihte intikal ettiğinin, davacının zilyetliğinin başlangıcı ve sürdürülüş şeklinin yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrıntılı olarak sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde, HMK"nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, keşfe katılacak teknik bilirkişiden taşınmazlardaki fiili kullanımı gösterecek şekilde ayrıntılı ve denetime elverişli rapor temin edilmesi ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi