14. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3722 Karar No: 2020/8129 Karar Tarihi: 07.12.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3722 Esas 2020/8129 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar tarafından davalılara açılan ortaklığın giderilmesi davasında, davalıların usulüne uygun şekilde tebliğ edilemediği gerekçesiyle temyiz edildiği anlaşılan karar incelenmiştir. Paydaşlığın giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Tebligat Kanunu'nun ilanen tebligat karar başlıklı 28. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin adresin meçhul olması karar başlıklı 48. maddesi hükümleri yer almaktadır. Mahkeme, davalıların belirlenecek adreslerine Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ yapılarak, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması kararına varmıştır.
14. Hukuk Dairesi 2018/3722 E. , 2020/8129 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/09/1996 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/05/1997 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... (... oğlu) mirasçısı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... (... oğlu) mirasçısı ... vekili 12.06.2018 tarihli dilekçesi ile; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/697 Esas 1997/366 Karar sayılı ortaklığın giderilmesi dosyasında dava dilekçesi ve gerekçeli kararın davalı ... (... oğlu)’na usulüne uygun tebliğ edilmediğini, mahkemece yeterince araştırma yapılmadan ilanen tebligat yapılmasına hükmedildiğini, yapılan ilanen tebligatın hukuka aykırı olduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle kararı temyiz etmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.05.1997 tarihli 1996/697 Esas 1997/366 Karar sayılı ilamı ile dava konusu 2188 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin verilen karar temyiz edilmeksizin 16.07.1997 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Tebligat Kanununun "İlanen tebligat" karar başlıklı 28. maddesinin 1 ila 3. fıkralarında; "Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır." Yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamıyan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir.", Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Adresin meçhul olması" karar başlıklı 48. maddesinde; (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması yapılır. (2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. (3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. (4) İlânen tebligat, bu Maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir.", Hükmüne yer verilmiştir. Somut olaya gelince; Davalılar ... (... oğlu), ... (... oğlu), ... (... karısı)’na dava dilekçelerinin Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği hükümleri nazara alınmaksızın gerekli araştırma yapılmadan ilanen tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece; adı geçen davalıların belirlenecek adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebligat yapılarak, HMK"nın 27. maddesi uyarınca taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 07.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.Başkan