20. Hukuk Dairesi 2017/29 E. , 2019/5198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asli müdahil Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...... ada 1895 parsel sayılı 51552268,23 m² yüzölçümündeki taşınmaz orman niteliğiyle, 101 ada 2839, 2840 ve 2842 sayılı parseller ham toprak ve çalılık niteliğiyle, 2841 sayılı parsel tarla niteliğiyle, 3754 ve 3755 sayılı parseller tarla niteliği ile kadastro mahkemesinde davalı olduklarından malik ve yüzölçüm haneleri açık olarak tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları; 101 ada 1895 nolu orman parseli içinde zilyetliklerinde bulunan tarlalarının kaldığını; davacı ... 2839, 2840, 2841 ve 2842 sayılı parsellerin kendisine ait tarla olduğunu; davacı ... Yönetimi, 3754 ve 3755 sayılı parsellerin orman olduğunu iddia ederek dava açmışlardır. Mahkemece, davacı gerçek kişilerin 1895 parsele yönelik davasının reddine, tesbit gibi orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davacı ... Yönetiminin 3754 ve 3755 sayılı parsellere yönelik davasının kabulüne, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davacı ..."nin 2840 ve 2842 sayılı parsellere yönelik davasının reddi ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, davacı ..."nin ... sayılı parsele yönelik davasının reddine, tesbit gibi ham toprak niteliğiyle tesciline, ..."nin 2841 parsele yönelik davasının kabulüne, tarla niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından 2839 ve 2841 sayılı parsellere; davalı Hazine tarafından 2841 sayılı parsele; davacı ......tarafından 1895 sayılı parselin 300 (A) ile gösterilen bölümüne; davacı .... tarafından 1895 sayılı parselin 2009/378 E. birleşen dosyadaki krokide (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.02.2013 tarih 2012/9986-2013/1019 E.-K sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle ‘’1) Davacı ... Yönetiminin dava konusu 101 ada 2839 ve 2841 parsellere yönelik temyiz itirazları bakımından; Orman Yönetimin orman iddiası ile bu parseller hakkında açılmış bir davası olmadığı gibi, harcını vererek 3402 sayılı Kanunun 26/1 -D maddesi uyarınca usûlüne uygun bir davaya katılımı bulunmamaktadır. Davada kanunî hasım olması da söz konusu değildir. Bu durumda, Orman Yönetiminin bu parsellere yönelik davada taraf olmadığı, davada taraf olmayanın da hükmü temyiz edemeyeceği usûl hükümlerinden olduğundan, Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ..... Mahkemesinin 2009/378 Esas dosyası ile açılan ve bu dosya ile birleştirilen, 1895 parselin (A) bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından; dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3) Davacı ......1895 parselin 300(A) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, paftasındaki ve memleket haritasındaki konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
4) Davalı Hazine vekilinin dava konusu 101 ada 2841 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmî belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada; orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar - ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına tesbit ve tescil edilebilir. 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi ise “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tesbit edilir.” hükmünü içermektedir. Ancak, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün, 113.994,51 m2 olduğu fen bilirkişi raporunda hesaplanmıştır. Bu durumda kanunun belirlediği sınırlar aşılmıştır.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümleri gözönünde bulundurularak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, ondan sonra mahkemece fen ve ziraat bilirkişi eşliğinde yeniden yapılacak keşifte; dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, fen bilirkişiye 3402 sayılı Kanunun 14. maddesindeki sınırlar aşılmayacak şekilde kroki düzenlettirilerek, 40 - 100 dönümlük sınırlar içinde kalan bölüm davacı adına, fazla olan kısmın ise Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.’’ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda;
1-Davacı ..."nin davasının kısmen kabulüne-kısmen reddine,
2-Asli müdahil davacı ... Genel Müdürlüğünü izafeten ..... İşletme Müdürlüğünün davasının kısmen kabulüne -kısmen reddine,
3-Dava konusu ......öyü/mahallesi, 101 ada 2841 parselin fen bilirkişisi ....tarafından tanzim edilen 05.08.2016 tarihli ek raporunda yeşile taralı olup (D) harfi ile gösterilen kısmın 101 ada 2841 parselden ifraz edilerek ve aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle 10.526,61 m2 yüzölmü ile orman vasfında ... adına tapuya tespit ve tesciline,
4-Dava konusu .... tarafından tanzim edilen 05.08.2016 tarihli ek raporunda dış sınırları mor renkle boyalı olup (A) harfi ile gösterilen kısmın 101 ada 2841 parselden ifraz edilerek ve aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle 18.849,95 m2 yüzölmü ile ve miktar fazlası olarak tarla vasfında ... adına tapuya tespit ve tesciline,
5-Dava konusu ..... tanzim edilen 05.08.2016 tarihli ek raporunda dış sınırları mor renkle boyalı olup (A) harfi ile gösterilen 18.849,95 m2"lik kısmı ile yeşile taralı olup (D) harfi ile gösterilen 10.526,61 m2"lik kısmının dava konusu 101 ada 2841 parselden ifrazından sonra geriye kalan 84.617,95 m2"lik kısmın 101 ada 2841 parsel numarası ile ve kuru .... kimlik numaralı ... adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm asli müdahil Orman Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller, orman alanı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 25/09/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.